‘Hoca dediğin Necati Hut’tur, gerisi duttur’

‘Hoca dediğin Necati Hut’tur, gerisi duttur’

YENİ ŞAFAK YAZARI FARUK AKSOY BUGÜNKİ KÖŞE YAZISINDA ANADOLUDAKİ HOCALARI İŞLERKEN NECATİ HOCA'YI ÖRNEK GÖSTEREREK BİR YAZI KALEME ALDI.. İŞTE YAZININ TAMAMI..

 Bir zaman önce sosyal medyada bir fotoğraf görmüştüm.



Fotoğrafta DAEŞ'li kadın ve erkek teröristlerle, “Mehdilik”yayını yapan malum kanaldaki kadın ve erkekler ayrı karede yan yana getirilmiş ve altına da şu yazılmıştı;



“Bir kitap bu kadar mı farklı anlaşılır, bir kitap bu kadar mı farklı yorumlanır arkadaş!…”





Şimdi bahsettiğim bu fotoğrafı kaldırdığımızı düşünelim, altındaki yazı olduğu gibi kalsın ama…



Kaldırdığımız fotoğrafın yerine de Türkiye'nin ünlü(!) hocalarını koyalım, yazıyı tekrar okuyalım;



“Bir kitap bu kadar mı farklı anlaşılır, bir kitap bu kadar mı farklı yorumlanır arkadaş!...”



Bunu yaparsak birine haksızlık etmiş olur muyuz, birine yanlış bir şey söylemiş olur muyuz, birini sapkınlıkla suçlamış olur muyuz?



Çok net söylüyorum, bana göre olmayız…





Bu işte bir iş var…



Önemli mevzuların, hayati meselelerin tartışıldığı dönemlerde bu adamlardan birinin ortaya çıkıp saçma sapan bir açıklamayla gündem değiştirmelerinden bıktık artık.



Satranç oynamak niye günah olsun be adam!



Samsun'dan IŞİD'ci mi çıkar be öteki adam!



Kimin kaç yaşında evleneceğinden sana ne be daha öteki adam!



Mucizeler devri kapanmadı mı, gaybı Allah'tan başka kimsenin bilemeyeceğini sen bilmiyor musun be taa öteki adam!





Ne yapmaya çalışıyorsunuz, amacınız nedir, nasıl bir merkezden yönetiliyorsunuz, yazık değil mi bu halka, insanlar sizin yüzünüzden ne yapacaklarını, kime inanacaklarını şaşırmış durumdalar.



Tarikatlar/cemaatler arası kavgayı geçtik, aynı tarikat içinde öldüresiye devam eden post kavgaları var, bu nasıl iştir, nasıl bir düzendir arkadaş!



Çekin elinizi şu milletin yakasından, yeter yahu!



Sadece kendinize adam yetiştiriyorsunuz, ürettiğiniz bin türlü aksesuarı satın alacak, hastanelerinize gidecek, marketlerinizden alışveriş yapacak adamlar yetiştiriyorsunuz.



Camiler bomboş…



Mimar Sinan'ın yaptığı, Yahya Kemal'in anlattığı bir camide öğle namazında iki saf cemaat, üç saf turist var, sizin tarikatınız ne işe yarıyor arkadaş?



Her biriniz reklam yıldızına dönüşmüşsünüz, reyting canavarı olmuşsunuz, gırtlağınıza kadar siyasete batmışsınız, tartışılır konumdasınız ve devleti zor kullanmaya mecbur ediyorsunuz.





Bu ülkeyi 15 yıldır muhafazakar bir parti yönetiyor, iyisiyle kötüsüyle, günahıyla sevabıyla yönetiyor, milletin kahir ekseriyeti de bu yönetimden memnun görünüyor.



Daha dün yurtlarınız basılıyordu, kitaplarınız toplatılıyordu, talebeleriniz dağıtılıyordu, mağdurdunuz, halk da sizin yanınızda duruyordu.



Mağduriyetler ortadan kaldırıldı, manevi dokuyu güçlendirin, ahlaklı, şefkatli, medeni insanlar yetiştirin diye büyük kolaylıklar sağlandı size.



Bunları ne çabuk unuttunuz.



Hükümeti bu kadar zorlamanın, devletin sinir uçlarına dokunmanın anlamı nedir, ne yapmaya çalışıyorsunuz?





Doğu PerinçekFETÖ ihanetinden çok önce, Türkiye'de, cemaatlerin/tarikatların kökünün kazınacağını söylüyordu.



Perinçek'in işini mi kolaylaştırıyorsunuz, Türkiye tarihinde cemaatlerin/tarikatların yasaklanmasını muhafazakar bir partiye mi yaptırmaya çalışıyorsunuz, amacınız bu mu?



“Türkiye'de İslam'ı, İslamcılar bitirdi” mi dedirtmek istiyorsunuz?





Tekrar Anadolu'ya döneceğiz, başka çare kalmadı, Anadolu'da yaşayan emekli din görevlileri vardır, her şehirde rastlarsınız, bu güzel insanlara.



Oranın diliyle konuşurlar, derdiyle dertlenirler, yolda izde milletin sorularına cevap verirler, kimsenin beş kuruşuna tamah etmezler, adam gibi adamlardır, bizim Anadolu Hocaları…



Gidin Rize'ye sorun, “Necati Hut kimdir?” deyin, önce yüzünüze bakacaklar, sonra gülümseyecekler, sonra da, “Rize'nin en önemli kanaat önderi, hafızı, bilge insanı Necati Hocamızdır”diyeceklerdir.



Bize lazım olan din adamı, işte o Necati Hoca'dır, Necati Hocalardır…



Ağız bilen, şive bilen, gelenek görenek bilen, yaşadığı toprağın kokusunu alan, oturduğu kahvehanenin şakasından anlayan hocalardır, bize lazım olan.



Endüstriyel İslam'dan etkilenmemiş, insanın yerel kimliğiyle uyumunu önemseyen, köklü geleneği reddetmeyen, irfan sahibi hocalardır, bize lazım olan.



Çoluk çocuğu toplayıp iki sohbetten sonra anasının peştamalına, babasının bıyığına laf eden, Endüstriyel İslam'a güvenlik görevlisi yetiştiren hocalar değil!...



Onun için diyorum, “Hoca dediğin Necati Hut'tur, gerisi duttur”diye.

FARUK AKSOY - YENİ ŞAFAK


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.