Ahmed ÇITLAKOĞLU

Ahmed ÇITLAKOĞLU

“Çantada Keklik” görülen EVET’çiler!..

 Referandumda geri sayım başladı… Rota 16 Nisan’a kilitlendi.
Cumhurbaşkanlığı makamı ve Hükümet; bütün birimleri, kurum ve kuruluşlarıyla, Ak Parti ve MHP; bütün teşkilat birimleriyle EVET seferberliği başlatmış bulunuyor.
EVET kanadının idarî, siyasî, bürokratik ve ekonomik potansiyel gücü ve konumu; referandum neticesinin de göstergesi gibi görülüyor.
Buna rağmen ciddi bir reklam ve propaganda kampanyası başlatılacaktır.
Reklam ve kampanyada gaye nedir? Tabii ki halkın EVET diyebilmesi için ikna edilmesine yönelik çalışmalar yapılması ve EVET oranının mümkün olduğunca yukarılara çekilmesi.
 
Peki, henüz kararını vermemiş halkı ikna etmek için geniş emek ve para gerektiren bir kampanya için büyük gayret gösterenler;
Acaba…
Referandum kararı Mecliste kabul edildiği andan itibaren gerek gazete köşelerinde, haber sitelerinde, sosyal medyada, gerekse bulundukları ortamlarda hiçbir siyasetçinin ve bürokratın telkini olmadan kendi inisiyatif ve hür iradeleriyle; ehemmiyetine binaen Başkanlık sistemine merhaba, zulüm ve kriz aracı vasfından dolayı parlamenter sisteme elveda demek için EVET kampanyası başlatan, saflarını ve kararlarını günlerce önceden belirleyen ve deklare eden bu milletin öz evlatlarını tanıma zahmetine katlanacaklar mıdır?
Yoksa onlar; “çantada keklik” görülen, selam dahi vermeye lüzum görülmeyen “saflar” gibi, hala “dış kapının dış mandalı” gibi görülmeye devam mı edilecektir?
 
***
15 Temmuz’da ilk gece ve ilk günlerde kendi inisiyatifiyle şov için değil ülkesi ve milleti için meydanlara inen bu milletin öz evlatları referandumda da kimsenin telkinine ihtiyaç duymadan EVET demek için meydanlara ineceklerdir…
 
Milletin millî ve manevî değerlerine yabancı olan, milletin öz evlatlarıyla doku uyuşmazlığı bulunan siyasetçi ve bürokratlar, referandum sürecinde milletten uzak durmalı/uzak tutulmalıdır.
Bunlar, gölge etmesinler yeter!
 
Bugüne kadar seçmeniyle selamlaşmayan, seçmenin telefonlarına dahi çıkmaya tenezzül etmeyen, onların dertlerini dinlemeye zaman ayıramayan siyasetçi ve bürokratların referandum vesilesiyle seçmenin elini sıkmaya çalışması muhabbet değil nefret doğurur… Telkin değil tahrik vesilesi olur!
 
Her seçim bölgesinde umumun bilgisi dâhilinde olan bu tür siyasetçi ve bürokratlar; ya kendi seçmenin karşısına çıkmamalı, masa başında değerlendirilmeli, ya da kendi seçim bölgeleri dışında vazifelendirilmelidir!.. Nasıl olsa seçim bölgesi ve vazife mahalli dışındaki bölgelerde bu malum şahsiyetlerin özel hallerini bilen pek olmayacağından kampanyaya zararları da dokunmayacaktır!
 
***
EVET çıkarsa, Türkiye bölünebilirmiş!
Hadi oradan!
Bir kısım Hayır’cılar, “EVET çıkarsa, Türkiye bölünebilir, iç çatışma çıkabilir” algısı oluşturma gayretindeler… Tabii yerse!.. İnandırıcı olabilirse!
 
Bölünme ve çatışma algı sevdalısı hayırcıların hesaba katmadıkları, lakin milletin çok iyi bildiği bir gerçek var:
Şayet onların vehimlerinin gerçekleşme ihtimali (az da olsa) bulunsaydı; Türkiye’nin bölünmesi için, milletin evlatlarının mezhep ve etnik grupları ayrılarak birbirlerine düşman olması için tahrik ve tetikçilik vazifesi üstlenen, iç ve dış şer güçlere paralı/parasız erlik yapmayı şeref payesi gören fitneci gafiller ve hainler; hiç Evet’çilerin safında yer almazlar mıydı?..
 
Türkiye’nin bölünmesi için fitne ve entrika peşinde olanlar, EVET değil de HAYIR kampanyasını desteklediklerine göre; Hayır’cıların mantığıyla ifade edilecek olursa; referandumda “HAYIR çıkarsa, Türkiye bölünebilir, iç çatışma çıkabilir” demektir!
 
***
Evet’çilerle Hayır’cılar aynı geminin yolcuları!
Evet’cilerle Hayır’cılar, bu ülkede bugüne kadar birlikte yaşadılar, birbirlerinin cenazelerinde üzüldüler, düğünlerinde birlikte eğlendiler.
Referandumdan sonra da yine bu ülkede yaşayacaklar, yine cenazelerinde birlikte üzülecek, düğünlerinde yine birlikte eğlenecekler!
Düşünce farklılıklarımız düşmanlığa dönüşmemeli…
 
***
EVET, illâ EVET!..
Dün EVET dedik, bugün de EVET diyoruz… İnşallah 16 Nisan’da da EVET diyeceğiz!
 
Birileri istediği için değil, birilerine hoş görünmek için değil;
70’ine merdiven dayamış bir fânî olarak, siyasî ve meslekî tecrübelerimin ışığında, aklımın rehberliğinde...
Ülkemin âli menfaatleri için, milletimin, ailemin, evlat ve torunlarımın istikbali ve huzuru için;
İdealim ve hedefim; Güçlü Lider, Güçlü Yönetim, Güçlü Türkiye için;
Yıllarca ezilen, hor görülen, aşağılanan, devlet dairelerinde vazife almasınlar diye önlerine 1001 engeller konulan, prangalara mahkûm edilen milletin öz evlatlarının prangalarının sökülmesi için; EVET diyorum!.. İllâ EVET!
 
“İkiyüzlü çıkarcı insanlardan uzak durmak çok zordur. Onlar yapmacık sevgilerini gösterip içlerinde kötülüğü saklarlar. Onları hoşnut tuttuğun sürece sana sevgi duyarlar. Sen bir şeyler verdikçe, mutlu olurlar. Verili olmaktan geri kalırsan sana zehirlerini akıtırlar” (Hz. Ali)
 
Vesselam…
12 Şubat 2017 / 15 Cemâziyelevvel 1438
Önceki ve Sonraki Yazılar