Ahmed ÇITLAKOĞLU

Ahmed ÇITLAKOĞLU

HAYIR denilmez/denilemez!..

 Neden HAYIR denilmez?
 
Hayır’cılar Başkanlık Sisteminin değil de mevcut Parlamenter sistemin Türkiye ve milletimiz için daha hayırlı olduğuna inanıyor ve bunun ateşli savunmasını yapıyorlar.
 
Peki, mevcut sistemde;
- Darbe ihtimali var mı? EVET…
- Koalisyon ihtimali var mı? EVET…
- Darbe ve koalisyon, istikrarsızlık sebebi mi? EVET...
- Koalisyon ihtimali Hükümetlerin kısa ömürlü olmasının sebebi mi? EVET…
- Türkiye’nin kalkınmasını ve güçlü olmasını, milletin refahını istemeyenler iç ve dış şer odakları değil mi? EVET…
- Şer odakları “Hayır” safında birleşmiyorlar mı? EVET…
- Her “Hayır” reyi, şer odaklarının ekmeğine yağ sürmüş olmuyor mu? EVET…
 


 
İşte, bu ve bunlar gibi daha nice sebeplerle;
“Darbeye Hayır!” demek için; EVET!..
“Koalisyonlu hükümetlere Hayır!” demek için; EVET!..
“İstikrarın takozlarına Hayır!” demek için; EVET!..
“Güçlü Devlet, Güçlü Hükümet, Mutlu Millet, Güçlü Lider istemeyenlere Hayır!” demek için; EVET!..
 
İşte, bu ve bunlar gibi daha nice EVET gerekçeleri için HAYIR denilmez!
 
***
Değil mi ki, biz Müslümanlar, yaptıklarımızdan sorumlu olduğumuz gibi, yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımızdan da sorumluyuz!
İşte bu sebeple de, “Hayır” demenin manevi sorumluluğu için de, HAYIR denilmez! 
 
İşte bu gerekçelerle ve bu inançla, sorumlu bir vatandaş ve sorumlu bir Müslüman olarak; 
Hayır demenin maddi ve manevi sorumluluğunu idrak ederek, “HAYIR” demenin sorumluluğunu taşımaya gücüm yetmediği için; 
“HAYIR” demiyorum, “HAYIR denilmez!” diyorum…
EVET diyorum.
 
***
“Körlerin “dolma” hikâyesi” siyasette vizyonda!
Malum hikâye: 
İki kör, “dolma” yiyorlarmış…
Biri, diğerine; “Dolmaları niye çift çift yiyorsun?” demiş. Ve basmış tokadı…
Diğeri, “Allah’tan kork be adam” demiş; “Sen kör, ben kör!.. Nereden çıkardın dolmaları çift çift yediğimi?” 
İtham eder kör demiş ki; “Ben öyle yiyorum da!”
 


 
Bu hikâyeyi rahmetli Hasan Karakaya güzel yorumlamıştı.
Kılıçdaroğlu’nun Başkanlık Sistemindeki uygulamaları anlatırken olmayan şeyleri varmış gibi veya olacakmış gibi anlatması; rahmetli Karakaya’nın bu hikâyesini hatırlattı!
 
Kılıçdaroğlu’na “olmayan bu varsayımları nereden çıkartıyorsun?” diye sorulsa;
Diyecektir ki; “CHP tek adamlık ve başkanlık uygulamasında böyle yapıyordu da!”
 
“Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa, kıyıya o vurur.” (Hz. Mevlâna)
 
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu  
25 Mart 2017 / 26 Cemâziyelahir 1438
 
Önceki ve Sonraki Yazılar