Ahmed ÇITLAKOĞLU

Ahmed ÇITLAKOĞLU

Kazanamayan istifa eder mi?..

 Bu genel seçimde “kazanamayan istifa etsin!” deniliyor… 
Tartışmayı başlatan Başbakan Davutoğlu, diğer parti liderlerine “hodri meydan” diyor: “İktidar olmazsak, birinci parti olmazsak, bana verilen emanetin hakkını veremediğimi düşünürüm. İktidarımız devam edemez ise seçimi kazanamazsa 8 Haziran’da istifa edeceğim. Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Demirtaş diyebiliyor mu? Neden diyemiyor iktidar olamayacaklarını biliyorlar. Bak İngiltere’de seçimi kaybeden parti lideri üçü de istifa etti, gitti. Bahçeli 12, Kılıçdaroğlu beş seçim kaybetti hâlâ yerinde.”
 
Kazanamayan istifa etsin denilirken, acaba kazanmanın kıstası ne olacak?
Seçimde kazanmış olmak; iktidar olabilecek çoğunluğu mu elde etmek, yoksa önceki seçimlerde alınan reyin üzerinde rey almış olmak mı?
 
13 yıllık genç bir parti olan Ak Parti; 2011 seçimlerinde 2007’deki %46,6’lık reyini %49,8’e çıkarttığında; hem birinci olması, hem de iktidarını devam ettirmesi sebebiyle seçimin tartışmasız kazananı idi… 
Bu defa, Ak Parti 7 Haziran’da birinci olsa ve iktidarını da devam ettirecek çoğunluğu elde etse, lakin 2011’de elde ettiği milletvekili sayısından daha az milletvekili çıkartır ve rey oranı da %49’un altına düşerse başarısız mı sayılacaktır?
 
92 yıllık parti CHP’nin 7 Haziran’da birinci olması ve iktidara gelmesi; kısır bir kimsenin çocuğunun olacağını ispat etmesi gibi bir şey!.. Buna rağmen 2011’deki  %26’lık reyini faraza muhafaza etse veya 1-2 puan üzerine çıksa; seçimin galibi mi ilan edilecektir? 
 
Keza, 2007’deki %14 reyi 2011’de %13’e düşmüş 46 yıllık maziye sahip MHP’nin başarı ölçüsü ne olacaktır? 
 
Kazanamayan il teşkilatları da istifa eder mi?
Sayın Davutoğlu “kazanamayan istifa etsin!” derken, muhalefet partilerini hedef gösterirken acaba Ak Parti m.v. adaylarına ve il teşkilatlarına da perde arkasından ince bir mesaj mı göndermek istiyor?
 
Göz ardı etmemek gerekir ki, usta siyasetçilerin esas mesajları açık beyanatlarının arkasında saklıdır!
Diplomatlar bu sahada çok daha mahirdirler. Aynı zamanda uzman bir diplomat olan Sayın Başbakan Davutoğlu’nun beyanatlarını da bu gözle değerlendirmek gerekir.
 
Bu itibarla, il teşkilatları ve m.v. adayları Sayın Başbakanın “kazanamayan istifa etsin!” mesajını doğru okumalıdır!..
 
Gerek adayların isabetsizliği, gerekse il teşkilatı ve adayların verimsiz çalışmaları sebebiyle seçim çevrelerinde 2011’de seçilen vekil sayısından az vekil çıkar ve daha az oranda rey alınacak olursa o ilin teşkilatları ve adayları “seçimi kaybedenler” listesinde yer almayacaklar mıdır? 
 
Bu sebeple, Başbakanın “kazanamayan istifa etsin!” mesajını alkışlayan bütün il teşkilatları ve adaylar; ya en az önceki seçimdeki vekil sayısını çıkartacak bir netice elde etmeli… 
Ya da, olması gereken vekil sayısı ve rey oranı elde edilemediği takdirde;
“Bu adaylarla en fazla vekil çıkartırız” diye genel merkeze tavsiyede bulunan ve de ısrarcı olan il teşkilatları…
Aday listelerinin teşekkülünde etkili olan yetkili ve etiketli şahsiyetler…
Bilhassa rey ve vekil kaybına sebep olan (kazanamayan) aday milletvekilleri; genel başkanı güçlü kılmak için 8 Haziran’dan sonra istifa etmelidirler!
 
***
Ak Parti’yi muhalefet partileri iktidar yapacak!..
Kurulduğu andan itibaren her seçimde reylerini artırarak birinci çıkan Ak Parti, 7 Haziran’da da yine birinci çıkacak ve iktidara devam edecek görülüyor… Ne var ki bu defa, reylerini artırmak bir tarafa mevcudu muhafaza etmesi bile tartışmalı!.. Üstelik iktidar süresince maddi ve manevi sahada yaptığı onca güzel hizmetlere, Cumhurbaşkanının açık desteğine, aleyhte olabilecek hiçbir pranganın(!) olmamasına rağmen!
Bunun sebepleri üzerinde şimdi durmanın bir anlamı ve de faydası yok.
 
Ne gariptir ki, bütün gözler Ak Parti’nin % 45 ilâ 50 arasında alacağı rey oranına çevrilmişken, kimse; “bu milletin % 75’i 92 yıllık CHP’ye niçin iltifat etmiyor? Veya CHP, 92 yıldır bu milletin % 75’ini niçin ikna edemiyor?” diye sorgulamıyor!
Keza, “bu milletin % 86-87’si 46 yıllık MHP’ye niçin itibar etmiyor?” diye kimse tartışmıyor!
Görülen o ki, bu muhalefet partileri kendilerini sorgulamadıkları müddetçe ve de Ak Parti bugüne kadarki hizmetlerini yapmaya devam ettiği sürece (hizmette bazı eksiklikler olduğu gibi, aday tespitlerinde bazı hatalar yapılmış da olsa) iktidarını devam ettirecektir! 
 
“Nimet içinde iken dostluktan söz açıp, kardeşim! Diyeni dost sayma. Dost, dostunun elini onun perişanlığında, çaresizliğinde tutan kimsedir.” (Şeyh Sadi)
 
Vesselam… 
20 Mayıs 2015 / 02 Şaban 1436
 
Önceki ve Sonraki Yazılar