Ahmed ÇITLAKOĞLU

Ahmed ÇITLAKOĞLU

Okul müdürlerinde ehliyet ve liyâkat gerekmiyor mu?

 Ceyda Çakıroğlu; Davutpaşa Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı iken Bahçelievler’deki Ahmet Şişman Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne müdire olarak atanıyor.
 
İlk bakışta, gayet normal bir atama; bir bayan, bir lisede müdür yardımcısı iken Kız İmam Hatip Lisesi’ne müdire olarak atanıyor.
 
Böyle bir atamanın normalde eleştirilecek bir yanı yok… Atama yönetmelik şartlarına da uygun yapılıyor.
 
Ancak bu atamada dikkat çeken ve tuhaf olan husus: Bu müdire hanım atandıktan sonra sosyal medyada kendi hesabında, geçmiş tarihli içkili masa fotoğraflarını paylaşıyor!
 
Akit gazetesi de onun paylaşımlarını “Rakı masasından İHL müdürlüğüne” spotlarıyla haber yapıyor… Öncelikle böyle hassas bir mevzuyu yakalayıp haber yaparak kamuoyunun dikkatini çeken Akit gazetesini tebrik etmek gerekir.
 
 
 
Ancak bu hadisede Akit gazetesinin “Rakı masasından İHL müdürlüğüne” haberinden ziyade bu müdire hanımın rakı masası fotoğraflarını kendisinin niçin paylaşmış olabileceği esas merak mevzuu:
Bu müdire hanım, bu rakı masası fotoğrafı paylaşımıyla acaba neyi murat etmiş olabilir?
“Bakınız, ben böyle biri iken bu AK Parti iktidarı, beni İmam Hatip’e idareci olarak atamıştır… 
AK Parti iktidarındaki bürokratlar, öyle demokrat, öyle hoşgörülü ki, bakınız benim gibi birini İmam Hatip’e müdür olarak atamakta bir mahsur görmemektedir” gibi bir mesaj mı vermek istemiştir acaba?
 
Ya da böyle bir paylaşımla kimlere başka ne gibi mesajlar vermek istemiş olabilir?
 
***
Laik bir eğitim sisteminde böyle bir atamanın hukuk çerçevesinde eleştirilecek bir yönü olmayabilir.
Lakin İmam Hatip gibi kuruluş gayesi belli, oraya giden talebelerin ve oraya çocuklarını gönderen velilerin gayeleri belli iken, böyle bir okula velilerin ve talebelerin talepleriyle, okulun kuruluş gayesiyle çatışan bir atama nasıl hoş karşılanabilir?
 
Böyle bir atamayı yapanlar, atama yapmadan önce atanacak kişiler hakkında hiçbir araştırma ve inceleme yapmazlar mı?
 
Veya yeni atamalarda kişilerin FETÖ’cü olup olmadığı hususunda (haklı olarak) ince eleyip sık dokunurken, kişilerin atanacak yerlere uyumlu olup olmadıkları, ehliyet ve liyakat vasıfları FETÖ’cülük kadar araştırmaya değer görülmez mi?
 
Bir bakıma, müdire Ceylan Çakıroğlu hanımefendiyi takiyye yapmadığı, “olduğu gibi göründüğü” için tebrik etmek gerekir.
 
Müdire hanımı eleştirenler, “Bu atamayı kimler yaptı, nasıl yaptı, niçin yaptı?”; bunu sorgulamazlar mı, esas sorgulanması gereken bu husus değil midir?
 
Mesele mevzuat ise, yönetmeliklerdeki boşluklar ise, bugüne kadar niçin doldurulmamış veya düzeltilmemiştir? 
Bu boşlukları doldurmayanlar ve gereken düzeltmeleri yapmayanlardan hesap sorulması gerekmez mi?
 
***
Bir makama atananlar, oralara zorla ve kendiliğinden gelmiyorlar. 
Makama atanan ehliyetsiz ve liyâkatsiz kişilerin eleştirilmesinden ziyade oralara atama yapanlara dikkat çekilmelidir.
 
Bu müdire hanım, kameraya yakalanan biri diyelim, ya kameralara yakalanmayan daha nice makamlarda acaba böyle daha niceleri vardır?
 
“Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor. Sadece sen, yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun.” (Montaigne)
 
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
17 Eylül 2017/ 26 Zilhicce 1438
 
Önceki ve Sonraki Yazılar