Millet Aslında Ne Dedi?

Mevzu 30 Mart Vakası…
 
Ne yalan söyleyeyim, Gezi olaylarına rağmen böylesi bir seçim sürecini öngörmemiştim. Hele hele nahif ve beyefendi karakterli cemaat mensuplarının daha evvel hiçbir muhalif partinin hatta Ergenekoncuların dahi kullanmadıkları yol ve yöntemlerle çirkin ve kuralsız taarruzlarla süreçte baş aktör olacağını hiç ummazdım.
 
Hâsılı her şeyi ile 30 Mart'ı geride bıraktık ve millet, kimi kulaklara bir şeyler fısıldadı. Faydası olur mülahazasıyla kulak misafiri olduğum bu sesi arz etmek isterim…
 
Millet CHP'ye ne dedi?
 
"Ey CHP! Eğer iktidar yolu arıyorsan Türkiye sınırları içindeki her bölgeyi temsil edebilecek yeni bir vizyon belirlemeli, politikalarını buna göre şekillendirmelisin. Birçok ilde üçüncü parti bile değilsin. İktidar koltuğuna hükümet partisini tahkir ederek, itham altında bırakarak, baskı altında tutarak ulaşamazsın… Bunu defalarca tecrübe ettin, netice alamadın, artık vazgeç.
 
Sokaktan medet umarak, dış mihrakların gözlerine bakarak, iktidarı zor durumda bırakma adına milli meseleleri dahi siyasi malzeme belleyerek, hükümete cephe alan her teşkilat ile işbirliği yaparak iktidar olamazsın… Böyle yaparak beni es geçmiş oluyorsun, beni geçeni ben seçmem.
 
Eğer iktidar olmak istiyorsan, benden olduğunu samimiyetle ifade etmeli ve bunun gereğini yerine getirmelisin. Her kesimden tüm Türkiye'yi kucakladığını hiç kimseyi ötekileştirmeden göstermelisin. Devlet ve millet menfaati söz konusu olduğunda siyaset-üstü bir tutum sergileyerek haktan ve halktan yana olduğunu göstermelisin. Bir de millet olarak senin iktidar vizyonunu ve bu doğrultuda projelerini görmek isteriz. Seni iktidar gündemlerinin yorumcusu olarak değil, projeleri ile iktidarın gündemini belirleyen bir parti olmanı bekleriz. Mesela belediyecilik anlamında da kazandığın şehirlerde senin beceri ve estetiğine şahit olmak isteriz."
 
Tabi millet böyle söylüyor ama bu işlerin Kılıçdaroğlu marifetiyle olamayacağı da 30 Mart ile test edilmiş oldu. Doğrusu bu, Sarıgül ile de mümkün görünmüyor. Her iki siyasetçi de Erdoğan'ın Belediye başkan adayı Kadir Topbaş ile dahi boy ölçüşemediler. Fakat farklı bir ekolden gelmesi sebebiyle de CHP'ye yeni bir vizyon kazandırma ihtimali mümkün olan Mansur Yavaş genel başkanlık için düşünülebilir.
 
Millet MHP'ye ne dedi?
 
"Sen şu anda sadece bizim vefamızın neticesi olarak standart asgari desteğimizi alıyorsun. Çirkefleşen ortamlarda dahi efendice, akliselim bir siyaset takip etmenle devletçi bir duruş ortaya koyuyorsun ve bu hoşumuza gidiyor. Fakat sınırları içine hapsolmuş bir görüntü arz etmen, pasif bir vizyon partisi oluşun, iktidar gündemleri ile yetinmen, değişim ve gelişim için profesyonel projelere sahip olmaman, kitle partisi olmayı kabullenmiş olman, geçmişinde koalisyon dahi olsa kötü bir iktidar tecrübesine sahip olman bizim sana uzanan yollarımızı tıkıyor… Eğer bu yolları açacak ferahlatacak bir irade ortaya koyamazsan bizim tutumumuzda da bir değişiklik olmaz."
 
İşin doğrusu böyle bir değişim Devlet Bahçeli eliyle de yapılamaz. Daha enerjik, pozitif, üretken ve iyi bir hatip olan yeni bir lidere ihtiyaç var MHP'de.
 
Millet AK Parti'ye ne dedi?
 
"İktidara geldiğinden bu güne dek birçok hata ve kusurlarına rağmen seni artan oranlarla destekledik. Çünkü seni kendimize benzettik, duruşunla ve icraatlarınla bize yüzyıllardır özlemini çektiğimiz özgüven duygusunu tattırdın,  pörsümüş heyecanlarımızı yeniden depreştirdin, geleceğe dair bizi ümit-var kıldın, egemenliğimizi bize hissettirdin, inancımızı ve kimliğimizi deşifre etmenin emniyetini ve keyfini yaşattın. Bu sebeplerden ötürü seni düştüğün her çukurdan biz çıkardık, bunu senin için değil kendimiz ve sahip olduğumuz devletimiz için yaptık. Fakat sen de bundan böyle daha az hata yapmalı, daha az kusurlu ama daha çok tedbirli olmalısın. Seni zora sokacak, ismini lekeleyecek bataklıklara meyletmeyeceksin. Ve en mühimi, sana her defasında uzanan elimize hep vefalı ve cömert olmalısın."  
 
Vatandaş AK Parti'den ve Erdoğan'dan memnun fakat bu memnuniyet satın alınmış bir memnuniyet değil, siparişi verilmiş bir memnuniyettir. İktidarın bundan sonraki yol haritası desteğin devamı için büyük ölçüde belirleyici olacaktır. Yani, AK Parti ve Erdoğan'ın sorumluluğu bir kat daha artmıştır.
 
Millet Cemaate ne dedi?
 
"Ey muhteremler! Sizi bu güne dek bağrımıza bastık, kıt-kanaat geçinen varlığımızı sizlerle paylaştık, çocuklarımızı sizlere teslim ettik, taleplerini geri çevirmeme adına cömert olduk, destekler verdik fakat şimdi içimiz fena halde acıyor, kendimizi aldatılmış hissediyoruz çünkü. İnancımızla alay edildiği şüphesindeyiz. Seni, hayretler içinde, hiç olmaman sahnelerde hiç olmadık şekillerde bulduk, izledik. Şimdi sana değil, sana güvendiğimiz için kendimize kızıyoruz. Ne hayrın varsa git başkalarına sun, biz senden değiliz artık, sen de bizden olma."
 
Cemaat, büyük bir çıkmazın içinde. Yani tövbe kabul etmez bir noktaya gelmiş durumda. Fakat yine de zararın neresinden dönülürse kârdır hesabınca tüm bu yaşananlardan kendi özeleştirilerini kiralanmış zihinlerden arınmış olarak yapar da aklıselimi tercih ederse bir derece takdir görebilir. Kırk yılda ilmik ilmik işlenmiş bu teşkilatın tamamen yok edilmesi ya da tasfiyesi pek mümkün görünmese de belli ki bazı bedeller de ödettirilecek, umuyorum ki o vakit kendini koruma refleksi ile milleti ve devleti hiçe sayan bir cüretle karşılaşmayız.
 
30 Mart, vatana millete hayırlı olsun…
 
Önceki ve Sonraki Yazılar