Yine Yeni, Yine Yeniden Yeni Türkiye

 "Bugün vesayetin son kalıntılarıyla, paralel örgütüyle, bölücü terör örgütüyle, Suriye üzerinde özellikle ülkemizi köşeye sıkıştırabileceklerini sanan yedi düveliyle ülkemizin, milletimizin karşısında kim varsa hepsine birden 'hodri meydan' diyoruz. Çünkü biz 'la galibe illallah' emrine boyun eğmiş, galip olanın sadece Allah olduğuna tüm kalbiyle inanmış insanlarız."
"Yarının Türkiye’sinde inanın bana ne paralel örgütün esamisi okunacak ne bölücü terör örgütü olacak ne de bugün bize karşı envaiçeşit Bizans oyunu çevirenler olacak. Çünkü yarının Türkiye’sinde sizler olacaksınız ve sizlerin izinden gelen yeni nesiller olacak"
Vatan sevdalısı bir yüreğin bu sözleri o vatanın Cumhurbaşkanından duyması ne müthiş bir şeydir. (Ensar Vakfı toplantısındaki konuşmasından alıntı)
Yeni Türkiye… Yarının Türkiye’si… Hayal ettiğimiz o ülke… Kızılelma’nın yeniden renklendiği o kutlu toprak… Hakkın, adaletin, bereketin, refahın, medeniyetin kalbi… Seni özlüyoruz ve sana doğru yürüyoruz. Sana geliyoruz… 
Bizi senden alıkoymak isteyenler var. Her adımımızda paçalarımıza yapışıyorlar. Yollarımıza dikenler serip kumpaslar kuruyorlar. Yön tabelalarımızı değiştirip aldatmaya meylediyorlar. Geri döndüremeseler de bir lahza olsun durdurmak için türlü hesaplar, desiseler eşliğine raks ediyorlar. Toy beyinlerin kanından, canından, heyecanından besleniyorlar. Efsunlanmış ruhlu fedailerini kulelerinden mankurtlayıp kumanda ediyorlar.
Fakat biz işlerin böyle olacağını biliyorduk. Sana kavuşmanın keyifli bir yolculukla mümkün olmayacağını gayet iyi biliyorduk. Ve yürüdük, beraber yürüdük, aşla yürüdük, Rab ile yürüdük. Sana yönelen kumandanlarımızın, öncülerimizin, liderlerimizin, Reis’imizin ardında durduk, yanında olduk. Dik durduk, eğilmedik.
Dağlar çıktı karşımıza tünel tünel geçtik içinden… Denizler çıktı karşımıza Musavari altından geçtik, taş doldurduk üstünden geçtik, köprüler gerdik havadan geçtik… 
Kendi kara adları beyaz efendiler vardı karşımızda, efendi efendi oturmayı öğrettik. Dinden derinden in’liler vardı, sızıntı sızıntı içimize işleyen. Tepelerine in’dik. Maskelerini düşürdük. 
Terör tüccarlarının öbek öbek çullandığı coğrafyamızda ateş çemberleri çizildi. Yarına bırakmıştık lakin yanlarına bırakmadık, bırakmayacaktık. Terörsüz bir Doğunun refahını tadacak insanlarımız gün sayıyor.
Dünyanın efendileri tam da dudaklarımızı okumaya çalışırken onlara “Dünya beşten büyüktür” dedik. “One minute” dedik. Onlara rağmen hayır diyebilen, onlara rağmen sesi gür, bedeni dik bir Türkiye var artık. Heybetimiz dosta güven veriyorken hasımlarımıza korku salıyor.
Bir yandan içteki hainlerle, Yusuf kardeşleriyle cebelleşirken medeniyet yolumuzda Yeni Türkiye’yi inşa etmekten vazgeçmedik, bahanelere büründürmedik…
Her alanda milli olmanın yollarını aradık. Kendi enerjimiz için, kendi teknolojimiz için, kendi ürünlerimiz için, kendi ekonomimiz, kendi projelerimiz için hedefler belirledik, neticeler aldık, alıyoruz, alacağız.
Büyük Türkiye’nin gereği olarak imdat dileyen, şefkat bekleyen kıta kıta ülkelere el verdik. Hümanist maskeli emperyal ve zenginliği ile övünen düveli veren elimizle şaşırtmaya ve korkutmaya devam ettik, edeceğiz.
Hâsılı sana doğru epeyce yol yürüdük ama henüz daha yolumuz var. Çoğu bitti azı kaldı azmindeyiz her dem. Yoruluyoruz ama mutluyuz, umutluyuz, heyecan doluyuz…
Rabbim nusret elini üzerimizden eksik eylemesin…
Ahmet ÇİÇEK
11.03.2016 
 
Önceki ve Sonraki Yazılar