Tuncer ERGÜVEN

Tuncer ERGÜVEN

İSTİKLAL HARBİNDE ETNİK İHANETLER


19.03.2012 tarihli Hürriyette Rahmi Turan Özetle yaptığı bir tespiti yazmaktadır.
Türkiye nin bugünkü durumu Osmanlının çöküş yıllarına da ki olaylarla karşılaştırdığında benzerliklere işaret ediyor.
Rahmi Turanın yazısı Bana Cengiz Öz akıncının Osmanlının çöküşü ile ilgili kitabını tekrar okuma arzusu yarattı.Fakat Önce Necdet Sevinç ‘in İstiklal harbinde Etnik İhanet kitabını tekrar okumayı ve çıkardığım notları kendi düşüncelerimle ,bu yazıyı okuyacak Yurttaşlarımla paylaşmak istedim.Necdet sevinç in kitabının kaynakçasına baktığımızda  kitabın 537 – 551 sayfaları arasında kaynakçadan görülen 75 kaynaktan alıntı yapıldığı görünmektedir.
Burada ye alan başlıkları alt alta sıralayarak burada adı geçen şahısların ikinci ve üçüncü nesillerinin Türkiye cumhuriyetindeki konumlarını ve bugünkü sorunlarımıza karşı duruşlarını düşünmekteyim.Çünkü Cumhuriyet kimseyi dedelerinin devlete karşı yaptığı tasarruflarından dolayı çocuklarını ve torunlarını suçlamadığı gibi önüne hiçbir engel koymamıştır.Burada adı geçenler sıradan, fakir halkımız değil 1900 lerin başındaki Anadolu da bir şekilde para,şöhret ve yetki sahibi yurttaşlarımızdı ve Osmanlıdaki statüleri çok iyi konumdaydı.Esasen bu statülerinden istifade ederek devletlerine karşı eylem koymada yabancılara ulaşabilmişler ve işbirliği yapmışlarıdr.
Osmanlı devleti 1830 da ABD ile imzaladığı Ticari anlaşmasına devamla 1838 de İngilizlerle balta limanı anlaşması imzalayarak Ticari yönden yarı sömürge devlet aşamasına geçtiğini öğrenmekteyiz. Bunu Takip eden 1839 tanzımat fermanı ile Osmanlının yapacağı uyum çalışmaları ile Bugünkü AB uyum yasalarının benzerliğini işaret etmektedir.
ABD 1919 da Osmanlı , İstanbul a Gn. Harbordu gönderir ,1stanbulda 18 gün kalıp işgal kuvvetleri ve gerekli guruplarla görüştükten sonra Mustafa Kemalle görüşerek ‘’ 4 yıllık savaş dönemini müttefiklerinizle kaybettiniz.Milletinizi mahvetmeyin önerisine milletimiz esaretle yaşamayı Babaları gibi ölmeyi göze alarak esareti ret edeceğini söylediğini belirtir.
Buradaki Millet Ben Türk milleti mensubuyum diyenlerdir. Çünkü bu hareketin adı Türk milletinin bağısızlığıdır.
Çünkü Yıkılmaya , paylaşılmaya çalışılan Osmanlı bir Türk devletidir.İçinde ermeni-Kürt-Rum-Arnavut-Sırp-Bulgar-Araplar söz sahibi ve mutlu olabilirler.Fakat devlet kuruluşu itibari ile  bir milletler topluluğu devlet değildir.Onlar Türk devletinin içinde yaşayan yurttaşlarıdır ve geniş haklara sahiptirler.Hatta Türklerden daha fazla ve öncelikli haklara sahiptirler.
 
30 Ekim 1918 Mondros mütarekesinin imzalanma tarihidir. Mondros mütarekesi ile Türk ordusunun Çanakkale de kazandığı zaferin milletimiz lehine olan sonuçlarının sıfırlanması sonuçlarını doğurmuştur. Bu mütarekeyi imzalama ile düşman gemilerinin Karadeniz e açılarak Çanakkale boğazı ve Karadeniz  sahilindeki istihkamların işgalini kabul etmektedir.Türk ordusunun dağıtılmasını kabul etmiş,Türk savaş gemilerinin düşmana teslimini kabul etmiş,liman ve tersanelerin işgalini kabul etmiştir.Mütareke hükümlerine göre Toros tünelleri düşman kontrolüne verilecek,müttefiklerin Batumu almalarına izin verilecek,Türkiye nin yer altı servetlerine el konulabilecek,Trablus, Bingazi,Hicaz,yemen,Asır,Irak ve Suriyede ki tüm garnizonlar düşman kuvvetlerine teslim edilecekti.
Herhangi bir karşılık çıkması halinde düşman orduları Osmanlı idari taksimatında ve hemen hemen tüm doğu Anadolu da tamamını kapsayan Sivas, Erzurum,Van,Bitlisi , Diyarbakır,ve Elazığ işgal edecekti.
Vaziyet icaplarına göre Türk liman ve şehirlerini müttefiklerce işgal edilebileceği Hükmüne bağlıyordu.Bu bir mütareke değil tam teslimiyet anlaşması idi.Dünya literatüründe mütareke orduların ateş keserek konumlarını muhafaza ederek sivillerin barış için masaya oturma ile başlatılan barış anlaşması sonucudur.Mondros mütarekesi teslim olma şartlarını belirleyen bir mütareke anlaşmasıdır.
Bu antlaşmayı imzalayanlar İstanbul a dönerken, daha iyisi olamazdı ,padişahımız kurtuldu derken Sadrazam İzzet Paşa Amiral Caltrope bağlılık ve biat telgrafı çekere teyit etmek için ‘’ Delegelerimizin İstanbula vasıl oldukları şu anda,nezdiniz de gördükleri dostane kabulden samimi teşekkürlerimi ifade etmeyi görev sayıyorum .Aktedilen mütareke ile İngiltere ile Türkiye arasında gerekli bir sulhun başlangıcı olacağına kani bulunmaktayım.’’. teslimiyetten memnuniyetini ifade eden sadrazam Ahmet İzzet Paşa Balkan bozgunundan sonra Arnavut prensliğine getirilmek istenen izzet paşadır..Teslimiyetten memnuniyetini ifade eden paşanın aklında Türkiye değil Arnavutluk vardır.
Mütarekeyi yani teslimiyeti kutlayan Osmanlı idaresi hatıra pulu bastırır iken 3 kasımda Musul İngilizler tarafından işgal edildi.( kasımda Musul hükümet konağına İngiliz bayrağı çekildi ve Musul da ki 6.ci ordu komutanı Ali ihsan paşa geri çekilme emrini alır ve emir gereği milyonlarca liralık askeri malzemeyi İngilizlere bırakıp Musul terk etti.
4 kasımda Fransız alayı Uzun köprü-sirkeci demiryolunu ele geçirdi, Bir gün sonra Ramı kışlası işgal edildi.5 kasımda hükümet İngilizlerin İskenderun Limanına girmelerine izin verdi.6 Kasımda İngiliz ve Fransız lar Çanakkale boğazını işgale başladılar.Aynı gün bir İngiliz harp gemisi İzmir Limanına girdi , Rıhtım boyundaki cadde ve mağazalara yunan bayrağı çekildi.
7 kasımda İskeçe yi yunanlılar işgale başladı.Ayni gün bir İngiliz torpidosu İstanbula geldi.Hükümet düşman subayları için Pera palası tahsis etti.
Hükümete bir ültimatom veren Fransızlar ‘’ İstanbul da karargahı umumiye tesis olunacağını ‘’ ileri sürerek şehzade ve sultanların orta köydeki Feriye sarayı ile fehime sultan yalısının, Osman Fuat efendinin Çırağan sarayındaki dairesinin ve Enver Paşanın hanımı Naciye Sultan yalısının boşaltılıp kendilerine verilmesini sağlarlar
İngilizlerde Bebekteki Hidiv Yalısına yerleştiler.
 
Yani artık İstanbul un VE ANADOLUNUN YENİ EGEMENLERİ ,NE ZATİ ŞAHANEmiz PADİŞAH VE HALİFE ,NE HÜKÜMETİ idi, ipin ucu 1071 den beri Türkleri Anadoludan atmak isteyen ler  işgal kuvvetlerin de idi.
8kasımda İngilizler Ok meydanın daki telgraf haneyi işgal ettiler,
13 Kasımda İstanbul a aralarında 4 yunan savaş gemisinin bulunduğu 61 parçalık düşman donanması İstanbul a geldi ve 15 kasımda düşman askerleri  karaya çıktı. 4 000 kişilik Fransız         birliği Bakır köye yerleşti.
20 kasımda Türk donanması İstanbul da,yavuz zırhlısı İzmit te göz altına aldı.
21 kasımda İngilizler Kilyosa kadar uzanan bölgeyi işgal ettiler.
24 Kasımda hükümete nota vererek Adananın boşaltılmasını ve teslim edilmesini istediler.
Kasım sonunda 72 saat içinde harp okulunun boşaltılıp kendilerine teslim edilmesini istediler.
Tüm Bunlar Rauf Orbay ın imzalarken eşit şartlar altında imzaladığı mütarekenin uygulamasıdır. Hükümet emir alan,Padişah-halife ise sadece seyreden konumundadır.
Aralık sonunda Fransız komutanı Fransız işgal birliklerinin masraflarının karşılanması içinde 320 bin liranın ödenmesini istemiş ve Osmanlı bankasından almışlardır.
24 kasım 1918 de daha önce görevden alınan bazı memurlar görevlerine iade edildiler.Bunlar kimlerdi. Eski Gümüşhane mutasarrıfı Mihran efendi,eski genç kaymakamı Leon Efendi,Esli samsun mutasarrıfı Ohannes efendi,eski Ergani mutasarrıfı Dikran efendi ile Vartan,yakof,yorbaki,platon,Kleon,Agop,Kleantis,Anastas,Hrısantos,Nikogos,Patraki,Karabet,YUvanaki,Petraki,Kirema,Fevzi Meleki,S Abed reybi,Moiz Matrah,Yasef Sanso , beyler görevlerine iade edildiler.
İzmir in işgal anında İç işleri bakanı Müsteşarı Rum asıllı Timo Leon ,Özlük işleri genel müdürü ermeni Ohannes efendidir.Yunan ordusu egede ilerlerken afyon mutasarrıfı Klodos Anastas adında bir rum idi.Bu örnekleri çok daha çoğaltabiliriz.
İzmir vali vekili Nurettin Paşa Yunanlıların İzmir e asker çıkaracakları istihbaratına karşı karşı koyacağını İstanbul a bildirir ve hazırlıklara başlar.Cemiyeti-İlmiye adlı bir teşkilat kurar ve İzmir müdafaa-ı hukuk cemiyeti ile çalışmaya başlar.Müdafaa-i Milliye ve Türk Ocağı ve istihlasi vatan cemiyetlerine yardımcı olur.
İzmir e İngilizlerin adamı olarak gönderilen eski Van Valilerinden Kambur İzzet , Nurettin paşanın aleyhine rapor veriri.
Kambur İzzet , Türk vatanının parçalanması için Pariste teklif üstüne teklif veren Kürtçülerin elebaşı sı Şerif Paşanın amcası ,Abdulhamit devrinin hariciye nazırlarından Kürt Sait Paşanın kardeşidir.Kız kardeşini de hiyanet tarihine NemrutMustafa Paşa olarak geçen Kürt Mustafa Paşaya vermiştir.
Kambur İzzet İzmir de ki millicileri çökertmeye çalışırken İzmir de ki 17 kolordu komutanlığına Ali Nadir Paşa atanır.  Ali Nadir paşa ,ermeni tehcirini bahane ederek Türk Milliyetçilerini tasviye için kurulan Divani Harpte hemen hemen içlerinde hiçbir Türkün bulunmadığı Nemrut Mustafa,Moiz Zeki ,Artin Musdicyan,Misak Markaryan, ile mahkeme heyetini başkan olarak  yönetmiştir.
6 mayısta Pariste toplanan Abd ,Fransız ve İngiliz başkanları Yunanlıları İzmiri İşgale davet ederler ve yunalılar İzmire çıkar,işgal eder.Ancak Padişahın bundan haberi sonradan olur.Yani işler hükümetler görülür.Çünkü hükümette Padişahin ve Türklerin bir hakimiyeti yoktur.
21 Mart 1919 da padişah Londra dan gelen şifre ile İngiliz Yüksek komiserliği danışmanlarından Hohleri huzura davet ederek kabul edeceğine dair talebi uygun görülmez .
15 Aralık 1919 Amiral Robeck İngiliz dış işleri bakanlığına şöyle yazar.’’ Geçenlerde Sultan benimle görüşmek istedi, ret ettim ‘’ İşte Rauf Orbayın en mükemmel anlaşma dediği Mütarekenin sonuçları ve uygulamalardaki örnekler bunlardır.
Burada Vahdetinin yakın çevresinden ve pek yakınında olan Kiraz Hamdi paşanın konumuna bakalım. Zati Şahanenin yaveri hasıdır! İngiliz Politikalarını desteklemek için kurulan İngiliz Muhipleri cemiyetinin ,Askeri Nigehan cemiyetinin ,İla-yi vatan ve tarikat-ı Selahiyenin aktiv kadrosundadır.
Uzun Tırnaklı damat Ferit paşayı anlatmaya gerek yok.Mustafa Kemale karşı Kürtleri ayaklanlandırmaya teşebbüs ettiğinden bahseden ünlü İngiliz İstihbaratçı Armstrong da Malta sürgünlerinin bir kısmının Damat Ferit in ricası ile tevkif edildiğini yazmaktadır.
Damat ferit’i 3 Nisan 1919 da Amiral WEbb ‘i ziyaret ederek halkın elindeki silahların toplanması için İngilizlerden yardım ister.
İstanbul da ki Yüksek Komiser Amiral Caltrop vasıtası ile Türkiye nın İngiliz mandası altına alınmasını rica edecektir.
Damat Paşa servi kabul edecek.13 eylül 1919 da Amiral Robecke’e giderek , ‘’ Ya Mustafa Kemal Üzerine bir ordu göndermemize izin verin,ya da siz bir askeri kuvvet göndererek stratejik noktaları işgal edin ‘’ talebinde bulunacaktır.
Aynı amiralin İngiliz başbakanı Lord Gurzona gönderdiği rapordan Damat Ferit, ile General Shuttleworth Mustafa Kemale karşı gizli plan hazırladıklarını,Sevr anlaşması ile 15 000 kişilik bir padişah ordusu ve ayrıca doğudaki Kürtler Mustafa Kemalin üzerine saldıracak ‘’ dediğini görmekteyiz.
Bu aşamalarda Dürrizade Abdullah efendinin İşgal kuvvetleri ile savaşan Türk Milliyetçilerinin katlinin farz olduğuna ilişkin fetvayı veren Osmanlı şeyhülislamıdır.
Bir diğer Şeyhülislam olan Mustafa Sabri Efendi ‘’ Mustafa Kemal ve saire gibi beş-on şakinin vücudunun ortadan kaldırılmasını istemiştir.
10 Aralıkta kurulan İlk Divani harp mahkemesi başkanı Mahmut hayrettin paşadır.Arnavut Şiveli konuşan sakallı bir paşadır.KURULAN HEYETTEN 3 Ü GAYRI MÜSLİMDİR VE milliyetçileri yargılayacaklardır.Mahkeme üyesi Ali Nadir Paşa Selanik i tek mermi atmadan teslim eden adamdır.Daha sonra İzmiri de tek mermi atmadan yunana teslim etmiştir.
Nemrut Mustafa Paşa denen kişi Süleymaniyeli Mustafa paşa olup Kürt Teali Cemiyeti Başkanıdır.
İşgal Kuvvetlerine iyi hizmet veren ve memnun edenlerden biride  Kambur İzzet denen Ahmet İzzet Beydir.İzzet bey Kürtçü ele başlardan Şerif Paşanın amcası,eski harbiye nazırı Kürt Sait Paşanın kardeşi,başımız belalar açan Kürt Nemrut Paşanın da eniştesidir.
Bütün bunlar gerçekleşirken İhanet gurupları örgütlenmektedir.
Her gün vatanın bir parçası elden giderken İstanbul da işgalciler ve yönetimlerde yer alan guruplar için Ermeniler-Rumlar-Kürtler öne çıkıyordu.
İngiliz Muhipler Cemiyeti:
İngilizleri sevenler cemiyeti demektir.Kürt ve Çerkez hareketlerini tahrik ettiği ,Düzce,Karacabey,Bozkır ayaklanmalarında önemli roller oynamıştır.Sait Molla da yetenekli bir Üyesidir.Kürt Mustafa Paşa ve Bedırhan oğullarından Emin Ali beyle 5 ocak 1919 da İngiliz yüksek komiserliğine giderek İngiliz himayesinde bir Kürdistan kurulmasını istemekten geri durmamışladır.Cemiyete en aktif işbirliği yapanlar,Sait Molla,Ali Kemal, Refi Cevat,Rize Teyfik,refik Halit,Adil ve Mehmet ali beyleri sayabilmekteyiz.
 
Hürriyet ve İtilaf Partisi
23 kasım 1909 da İttihat terakkiden ayrılan bazı mebuslarla İttihat terakkinin muhalifi olanlar tarafından kurulmuştur.,Bahsedilen diğer siyasi partiler,bölücü Arnavutlarda İsmail beyin başında bulunduğu Mutedil Hürriyet pervan partisi ,ile vatana ihaneti meslek haline getiren Gümulcine li İsmailin Lideri olduğu Ahali Partisidir . Bu partinin üyelerinin araptır.Bunun anlamı Araplar ve Arnavutlarda müşterek Türk devletine karşı gurup oluştururken ,bu takıma Ahrar partisi ile bazı azınlık gurupları katılmış,rum meşriyet gurubu ve Pariste kaçak olan Kürt Şerif paşada destek vermektedir.
Hürriyet ve İtilaf partisi mensupları aynı zamanda İngiliz muhipleri üyeleridir
WİLSON PRENSİPLERİ DERNEĞİ;
Türkiye yı Amerika ya Pazarlamayı amaçlamaktadırlar.
Teali-ı İslam cemiyeti. İstiklal savaşı yıllarında Kuva-yı Milliye ile mücadele etmekte karşılamayıp ,Türk milletini de teslim olmaya çağıran cemiyet 19 şubat 1919 da kurulmuştur.Başkan Hürriyet ve İtilaf partisinden tanıdık Mutsa Sabri efendidir.İkinci başkanı İskilipli Hoca efendidir.Diğer kurucu ve yöneticileri Konyalı hoca Atıf Efendi,Bergamalı hoca Mehmet Zeki efendi,Erzincanlı hoca Hasan efendi ,Seyid, ,İstanbullu Şerafettin efendi,Manisalı Hayrettin efendi,Seydişehirli Hasan fethi bey,Kayserili Şemsettin efendi kurucu ve yöneticileridir.
Teali-i cemiyeti bildirisinde    ‘’ eşkıya mertebesinde bulunan Kuva-yı milliye mensuplarının öldürülmelerinin farz olduğunu ,Mustafa Kemal paşa ve kuva-yı milliye komutanlarının katledilmesinin dini mecburiyet olduğu nı anlatan fetvaları halka dağıtmadan geri kalmamışlarıdır.
17 Aralık 1918 de Kurulan Kürt teali cemiyeti işgal kuvvetleri ile temasa geçer ve Kürt Neşr-i maarif cemiyeti , Kürt talebe cemiyeti,Kürt kadınları teali cemiyeti ,Kürt Milli Fırkası gibi cemiyetler kurulur ve Anadolu Topraklarında Özerk bir Kürdistan kuruluşu konusunda faaliyet göstermeye başlarlar.
 
9 Aralık 1919 da Mr. Hohller kürt meselesi hakkında Seyit Abdul kadir ile görüştüğünü Amiral Robeck vasıtası ile lord Curzon a iletir.Kürdistan Teali cemiyetinin İkinci Reis vekili Ferik Fuat Paşadır.Kürt Sait Paşanın oğlu ve Kürt şerif paşanın kardeşidir.Cemiyetin katibi umumisi Babanzade Hüseyin Şükrü beydir.Hüseyin Şükrü bey ihaneti görünce cemiyetten ayrılır üniversiteye döner.Kamuran Ali Bedirhan ,Emin Ali Bedirhan, Dr.Şükrü Mehmet sekban ,Kürdistan dergisi baş yazarı Arvasizade Mehmet Şefik ,Mehmet mihrijin dergisi sorumlusu Hamza,Bercenzade Abdülvahit ,Yemlekizade Aziz yönetim kurulu ve elemanlarıdır
Emin Ali 1846 da devlete karşı ayaklanan ve Girit e sürülen Bedirhan Paşanın 21 oğlundan biridir.Birer Kürtçü olarak yetiştirdiği Celadet,Süreyya ve Kamuran Bedirhanın babasıdır.Bu beyler İngilizler le çalışırken bir diğer üye olan damat Ferit in Bahriye Nazırlığını yapan Hamdi Paşada İngilizlere sadıktır..
Rus Çarına yapılan teklif:
Amerikan gizli belgelerinde Abdurrezzak Bedirhan kendisinin Kürdistan Prensi olarak tanınması şartıyla Rus Hizmetine girmeyi kararlaştırmıştır.Çar bunu tehlikeli bulunca ve reddedince Bedirhanlar yüzlerini İngilizlere çevirir.yanına Sait Molla ve Nemrut Mustafa paşa alarak üç kafadar 2 Ocak 1919 İngiliz Yüksek Komiserliğine giderek Andrew Eyandan İngiliz mandası altında Özerk bir Kürdistan istediği bilinmektedir.Kürtçüler bu taleplerini ve hareketlerini gizlememişlerdir.Kürdistan Teali cemiyetinden Mevlanzaded Rifat ,Kürtlere özgürlük ve güvenlik sağlayacak tek devletin İngiltere olduğunu ileri sürerek Seyid Abdulkadire destek vermiştir.
Mevlanzade ,Damat Feritin Kürtlere özerklik verileceğinin ilişkin teklifini incelerken ‘’ Türkler kendi başlarının çaresine bakamazken Türk hükümeti Kürtlere nasıl özerklik verecek ‘’ sorusu ile sorgulamıştır.
24 ekim 1921 de İngiltere dış işleri bakanlığına gelen İngiliz istihbarat raporuna göre: Mevlanzade ve diğer Kürt Liderler kendilerine yardım yapılması halinde Yunan iddialarını bile destekleyeceklerdir.
Şerif Paşa :
Osmanlığa ihanet zincirinde yer alan paşalar arasında yer verilen Şerif Paşa GS lisesinin ve Pariste harp okulunu bitirmiştir.Brüksel ve Pariste Ateşelik ,İsveçte büyükelçilik yapmıştır.Avrupa da iken Jon Türk hareketini desteklerken Arkadaşlarını padişaha gammazlamaktan geri kalmamıştır.İkinci meşrutiyetten sonra Londra Elçiliğime tayin edilmeyince İttihat terakkiden istifa edip muhalefete başlamıştır.Celal Bayar ‘’ Muhalifliğini Türklük ve vatan aleyhine bulunmak derecesine kadar götürdüğünü ‘’ yazar.
Pariste toplanan Barış konferansına Türkiye yi savunması görevi işken Ermenilerle beraber Osmanlı devletinin aleyhinde çalıştığı görülmüştür.
İşte bu Şerif Paşa 1919 Mayısında Paris te İngiliz Büyük elçisine ‘’ Bağımsız bir Kürdistan’ın Emiri olma yükünü taşımaya gönüllü olduğunu’’ bildiriverir.
Amiral Sir  Robeck 2 mart 1920 de Lord Curzona şöyle yazacaktır.
‘’ …. İstanbuldaki Kürt Kulübü Başkanı Seyit Abdulkadir ve Paristeki Kürt delegesi Şerif Paşa emrimizdedir ‘’.
Milliyetçilere karşı Yunanlılarla beraber:
Ahmet Bedevi Kuran , İngiliz İstihbarat subay Rahip Frew in Kürt hareketi için patrikhane yolu ile Yunan hükümetinden para sağladığını kaydetmektedir.25 Mayıs 1921 de İngiliz Yüksek komiseri Rumbolf tarafından Lord Gurzona şifrede ‘’ Bedirhan sülalesi reisi Emin Ali ile oğlu Celaleddin Komserlikte MR.Ryanı ziyaret ederek ‘ Kürtleri kuva-yı Milliyeye karşı ayaklandırmak için yunanlılarla ilişki kurduklarını açıkladıklarından’’ bahseder.
Damat Ferit İngiliz kaynaklarına göre iki kez daha Kürtleri ayaklandırmak için İngiliz komiserliğine baş vurduğunu 17 Nisan 1920 ve 20 temmuz 1920 de yapılan görüşmeler Amiral Robeck tarafından 28 temmuz 1920 de Lord Curzona rapor etmektedir.
’ Damat Ferit bana geldi barış antlaşmasına göre Kürtler ayrı devlet olacaktır.Kürt Liderler Mustafa Kemali sevmezler.Siz Mustafa kemalden nefret ediyorsunuz,çünkü o sizin yaptığınız antlaşmayı kabul etmiyor.O halde Kürtleri Mustafa kemale karşı beraber kullanalım dedi ‘’ notunu geçer.
 
Ali Batı Ayaklanması :
İlk olarak Gazi Paşa Samsuna hareket etmeden ,Hükümetin zayıf düştüğünden ,Padişahın bölgenin muhafazasını kendisine emanet ettiğinden Mardin de Hükümet kurmak için Ali Batı silaha sarılır. Midyatın Güneyindeki bir aşiret reisinin oğlu olan Alı batı Mardin, Nusaybin,Savur taraflarından bazı aşiretlerin desteğini alır ve Nusaybin’i basar,General Esengin hatıralarında bu isyanda İngiliz teşviki ve parası ile desteğinden bahseder.
Ali galip Olayı:
Damat Feritin haris bir valiyi ve İngilizlerle işbirliğindeki Kürt aşiret reislerini kullanarak Mustafa Kemal Paşayı ezmek için tertiplediği bir komplodur.Ali galip ile İstanbul hükümeti arasındaki görüşmeler sonunda Ali galip in görevi Sivas kongresini  dağıtmak ve Mustafa Kemali derdest etmektir.6 eylülde Ali galip Malatya ya gelir,Malatya mutasarrıfı Bedirhan oğullarından Halil rahmi beydir.
Atatürk Kürt teali cemiyetinin kurucuları arasında bulunan Halil rahmi beyin bu cemiyetin ve ermeni patrikhanesinin yardım ve tesiri ile Malatya ya tayin edildiğini açıklamıştır.
Kürt Lavrensi:
Edvard Noel Nisan 1915 de İran Ahvaz kentine konsolos tayin edilir,Kürtleri tanır ve Kürtçe öğrenir Noelin çalışmaları sonucu Bağdat ta ki İngiliz komiseri Noelle bir Kürt haritası çizer.Burası Kürt devleti bölgesi olacaktır.Komiser Albay Wilsol bu haritasına göre 37 enlemden Birecik ten uzanan hat güney sınırını,Kuzeyi ise Elazığ –Van-Bitlis illerinin kuzeyinden geçmektedir.Bu Bölgede Kuzeyde Ermeni Güneyde Kürt devleti olacaktır.
Cemil Çeto Ayaklanması ;
Ali galipten sonra ikinci Kürt ayaklanması tezgahı Cemil Çeto ayaklanmasıdır.Bu adamın amacı Türk ordusunu ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.Bu fikrini Reşkotan aşiret reisine davet ve tehdit mektubunda açıklar..Aşiret reisi bu teklifi red eder.Cemil Çetoyu Haydaranlı aşiretinin reisi Hüseyin Paşa nın isyana azmettirdiği anlaşılıyor.Kürt teali cemiyetinin bazı bildirilerini dağıtırlar. Paristeki Şerif Paşanın bildirdiği veçhile sulh konferansı Kürtlerin mukadderatı hakkında kesin karar vermiştir. ‘’ Kürdistan bağımsız olacaktır.İngiliz ve Fransızlar yakında Mustafa Kemal Paşa hükümetini bertaraf edeceklerdir.Başarı haberi size tayyarelerle atılacak beyannameler ile bildirilecektir.Siz o zaman silaha sarılarak harekete geçeceksiniz,şimdiden hazırlanınız.20 Mayısta başlayan Çeto ayaklanması 4 oğlunun da ile yakalanması ile 7 haziranda Mustafa Kemalin ordusu tarafından son verilecektir.
Milli Aşiret ayaklanması;
Çeto ayaklanması devam ederken Fransız desteğinde Milli aşireti isyan eder.18.haziranda isyanı bastırma ile görevlendirilen 5.Fırka ile çatışmalar sonucu 19 haziranda Fransızlara sığınırlar.
Koçgiri ayaklanması:
Amiral Robeck Lord gurzona 30 temmuz 1920 de önemli bir şifre yollar.Şifreye göre damat Ferit ile General Shuttlewort harbiye nezaretinde iki plan üzerinde çalışmaktadır.Mustafa Kemal üzerine 15 000 kişilik bir ordu sevk edilecektir.İkinci Plan Kürtlerin Kuva-ı milliye ye karşı kullanılmasıdır.Kürt liderleri Mustafa Kemale karşı harekete geçmeye hazırdırlar.
Aşiret reisi Sultan Abdülhamit in paşa yaparak taltif ettiği Mustafa Paşanın oğlu Haydar Beydir.Kürt Teali Cemiyetinin İmranlı şube başkanı olan Haydar bey aynı zamanda bucak müdürüdür.Aracıları vasıtası ile Kürdistan teali cemiyeti sekreteri Alişir sürekli ayaklanmayı teşvik eder ve 1 ekim 1920 de 150 kadar adamı ile köy basıp yağmalamaya başlar.Koçgiri aşiret reisi Alişir 26 Nisan 1921 de Pülümür aşiretlerine yazdığı mektupta Kürt bağımsızlığının Avrupa Devletleri tarafından tanınmış olduğunu bildirir.
25 aralıkta Dersimden gelip isyancılara katılan Pezguvar ,Maksudan ,Aslanan aşiret reisleri TBMM başkanlığına şu telgrafı çekerler.
‘’…..Sevr gereği Diyarbakır,Elazığ,Van,Bitlis vilayetlerinde bağımsız bir Kürdistan teşekkül etmesi gerekiyor.derhal teşkil edilmelidir.Aksi takdirde bu hakkı silah kuvvetiyle almaya mecbur kalacağımızı beyan ederiz’’ Altında Garbi dersim Aşair Rüseası bulunan imzalı telgraf çöpe atılır.
 
Son yıllarda aydınlarımızın ,Kürtçü düşünürlerin terennümü kurtuluş savaşını beraber yaptık.Evet doğru onlarda bizde kendimize göre beraber yaptık.Ama onlar bizimle değil Yunan-İngiliz-*Fransız ve Ermenilerle beraber çatıştılar.Biz savaşa top yekün katıldık,onlar aşiret reislerinin dediklerini yaparak düşmanla  savaştıklarını zannettiler..
Özdemir İnce kaynaklı genel Kurmay rakamlarına göre bu illerden İstiklal savaşına katılıp şehit olan yurttaşlarımıza bir bakalım.
Ağrı 1 –Bingöl 3 –Bitlis 10 – Hakkari 0 –Hatay 3-Mardin 13-Muş 5 siirt 3-van 10- Yurttaşımız şehit olmuştur.Şurası unutulmamalı ki   bu illerin nüfusu %100 Kürt değildir.
Bu tabloyu Kafkas cephesinde Sarıkamış ta da görmemiz mümkündür.
 
Bozkır ayaklanması :
27 eylül 1919 Kürt Musanın elebaşı olduğu , köylülerle bozkır isyanı başlar.Bu ayaklanmalarda eski mebus Zeynel Abidin efendinin aldığı ,bu hoca efendinin İngiliz Rayn ile sıkı fıkı olduğu ve Konya valisi Cemal beyinde desteklediği Sina Akşin kitaplarında yer almaktadır.
Konya İsyanı ;
Koçgiri isyanından bir gün sonra 2 ekim 1920 de Konya da isyan başlar.Bozkır ayaklanmasının elebaşlarından olan deli Mehmet isyanın başını çeker.İsyan kısa zamanda Akşehir,Koçhısar,Ilgın,Karapınar,Beyşehir,Akseki,Manavgat,alanyaya kadar yayılır.Büyük millet meclisi üyesi ve Mevlevi dergahı şeyhi Abdulhalim Çelebi İsyancıların ele başiları arasındadır.Konya Millet vekili kazım hüsnü beyde isyancılar arasınadır.Yabancı destekli olan bu isyanda Milliyetçiler tarafından bastırılır.
Şeyh Eşref Ayaklanması;
Konya İsyanı devam ederken Şeyh Mehmet efendi Erzurum Hart bucağında ayaklanır.25 aralık 1919 da öldürülür isyan bastırılır.
Birinci ve İkinci  Aznavur Ayaklanması ;
Aznavur ayaklanmaları , tıpkı Bozkır, Koçgiri, ve Kürt ayaklanmaları gibi milliyetçilere karşı kurulmuş bir komplolar zincirinin devamıdır. Aznavur isyanları ve olayları Çerkezlik ekseninde ve 14 kolordu Kumandanı olan Çerkez kulübü müdavimi Yusuf izzet Paşadır.Aznavur ,Önce İngilizlerin,Sonra Zat-i Şahanenin ve tabi î ki damat Feritin adamıdır.21.Nisan 1920 de Zati Şahane tarafından Mir-i miran rütbesi verilerek Paşalıkla ödüllendirilmiştir.
Fetva ;
Damat Ferit ve İngiliz Muhiplerinin Kuva-i Milliyetçiler aleyhinde ki uygulamaları işgali ve servi destekleyenler ile Milliyetçileri destekleyenler arasında bir fetva savaşına dönüşür.Bu İddialar doğru olmasaydı Konyalı Zeynel Abidin ,Bigali Gavur İmam,Divitli Eşref Düzceli Ahmet,Bolulu ve Gerede li Kör Ali hoca ve bunların çevrelerindekiler kuva-i milliye karşıtı isyanlarda rol almazlardı.% Nisan 1920 de Dürrizade Esseyit Abdullah imzası ile Anadoluya dağıtılan fetvanın isyanlardaki etkisi çok büyüktür.Yunanlıların dinsizleri terbiye etmek için cenabı hak tarafından gönderildiğini ,camilerin yunanlılar sayesinde dolduğunu söyleyebilenler olduğu gibi Venizoles hazretlerinin sağlığı için dua eden Edirne müftüsü,Bursa Müftüsü gibi yunanlılarla işbirliği yapan larda olmuştur.
Ancak Erzurum kongresine katılan 10 din adamı da bulunmaktadır.Bu durum göstermektedirki Din adamlarından çoğunluğu Kuva-i milliyecilerler beraberdir.
Bolu-Düzce Ayaklanmaları:
% Nisan 1920 Dürrizade fetvası sonrası 13 Nisanda ayaklanma başlar.Akyazılı talustan bey daha önce topladığı ve maaşa bağladığı askerleri ile İstanbul dan gelen talimatlara göre isyan başlatır.İsyan 14 Nisanda Bey pazarına sıçrar bu isyanlar Çerkez karakterlidir ve arklarında İngiltere vardır.
 
Yunan Hareketi;
22 Haziran 1920 de ilk genel yunan İşgali başlar Akhisar,Sarıgöl ,Alaşehir,Soma,Sultan hisarı alırken Ankara ya doğru göçler başlar 25 haziranda İngiliz ve Fransız savaş gemileri Mudanya ya asker çıkarırılar.Yunalılar Bigadiç-kulayı işgal eder,30 haziranda Balıkesir işgal edilir.1 temmuzda Edremit,Karacabey,Lapseki,Biga,Çan,Gönen ve havran kaybedilir.Yunan işgalini desteklemek için gemlik körfezine asker çıkarır.
8 temmuzda Bursa düşer,Fransız ve ermeni vahşet, sebebi ile Adana da vahşet başlar,13 temmuzda Gebze işgal edilirken işte bu ortamda Düzce bolu ayaklanması da beraberinde sahnededir.
 
Çerkez Ethem ayaklanması:
Önce milliyetçilerle hareket eden, bir çok hizmet veren ,.Ethem ve adamları Kütahyada derebeylik kurmak ve sınırlarını afyon- İsparta hatta Konya ya kadar genişletmeyi Çerkez Ethem sonra Yunanlılarla ve İngilizlerle hareket etmeye başlar ve Çerkez özgürlüğünü savunan yüksek İngiltere devletine övünç verici hizmet vermekten geri kalmaz.
Türk ordusunun Yunan taarruzuna hazırlanırken Çerkez Ethem in Ordu kapsamının dışında faaliyeti elbette Yunan ve İngilizlere destek sağlayarak kendine savaş sonunda devlet cık kurmasını planlamaktadır.Ethem ve Kardeşleri savaş bölgesinde zorla veya para ile asker toplamakta ve kuva-i seyyare Ethem birliği başı bozuk hareketle yunanlılara destek sağlamaktadır.Ancak yunan himayesine İngiliz desteğinde Çerkez Etheminve kardeşlerinin devlet kurma desteği de hüsrana uğratılır.
 
Bahriye Nezaretinden Kalyon Kaptanı Albay Ali Riza beyle,Hariciye Müsteşarı Reşat Hikmet Bey İstanbulu işgale gelen düşman donanmasının Amiral gemisine gidi Hükümet adına Hoş geldiniz görevini yapmışlardır.Karşılamak için Osmanlı bandosu da rıhtımda dır.Bununla bitmemiş vekaleten İngilizlerin adamı olarak makama oturan Kürt İzzet paşa yetmiyormuş gibi Yusuf Franko yu da hariciye nazirliğine getiren sadrazam Tevfik Paşa Fransızların ayağına gitmiştir.Fransız generalden bir gün önce İstanbul a gelen Allenby Osmanlı dış işleri bakanını,harbiye bakanını yanına çağırarak şu direktifi ile şartlarını ortaya koymuştur.
 
Generalin bu talepleri aynen karşılanmıştır.
Bu garantileri alan general İstanbula fatih Sultan Mehmet gibi girmiştir.
İhanet belgeleri ;
…. İstanbul ve civarı Rumları kiliselerde toplanarak Anavatan Yunanistan la birleşme kararını ittifakla kabul etmişlerdir.patrikhane 13 ekim 1919 da Batılı devletlere bir muhtıra göndererek Kuvay-i milliye hareketinin Türk barbarlığından başka bir şey olmadığını ileri sürerek Rumların kurtuluşu için batılı devletlerinin Amade bağlı olduğunu belirterek İngiltere ve Fransa dan acil müdahale isteyeceklerdir.
Yunan Ordusunda Anadolu Rumları :
Yunan Ordusunda 35 000 Türkiyeli Rum, Türkiye ye karşı çarpışıyordu.
14 Şubat 1920 de Fener patriği Dorotheos İngiliz Lloyd George’a bir mektup yazarak Türklerin İstanbul dan Zorla atılmasını ve İstanbul un yunanlılara verilmesini ister.
Mütarekede basın;
İstanbul hükümetinin zafer olarak tanıdığı mütarekeden sonra Düşman donanması 60 kadar savaş gemisi ile Dolmabahçe sarayının önüne gelmiştir.
Her işgal edilen ülkede olduğu gibi basında ikiye ayrılmıştır.Kuva-i Milliyecileri destekleyen milliyetçi gazeteler yayınlandığı gibi genellikle aralarında Türk asıllı aile evlatlarına pek rastlanmayan Hürriyet ve İhtilaf partisi mensupları ve İngiliz Muhipleri cemiyeti üyeleri tarafından çıkarılan bazı gazeteler düşmanla işbirliği yapmış,işgal kuvvetleri tarafından da desteklenmişlerdir.
Gazeteci ali Kemal 9 kasım 1918 tarihli Sabah gazetesinde ! İngiliz dostluğunu kazanmanın ,Osmanlı devletinin temel Siyaset İlkesi olduğunu yazmaktadır.Ona Göre Mustafa kemal maskaralık yapmakta,Kuva-ı Milliyenin topyekün lider kadrosu hayduttur !demektedir.
23 Nisan 1920 de Peyami Halkı kuvay-ı milliye ye karşı kışkırtacaktır.
‘’ … Teşkilat-ı Milliye serge deleri ! Bu mahluklar kadar başları ezilmek ister yılanlar tasavvur edilemez! O halde ‘’ Anadolu dan bu yılanlar Temizlenmelidir!’’
Refi Cevat
Maliye Naziri Cavit Bey ‘’ Büyük Avrupa devletlerinin yardımı olmaksızın ve bu yardımı sağlayacak tavizleri vermeksizin Anadolu nun ortasında tek başımıza bir devlet kurup yaşamamız mümkün değildir ‘’ mesajını veriyordu.
Refi Cevatın gazetesi Alemdar 21 Nisan 1919 da şunları yazacaktır ! … İngilizleri bekliyoruz, Türkler kendi güçleri ile adam olamaz.İngilizler elimizden tutarak bizi kurtaracak.İngiliz mandası için İstanbul da 24 saatte 40 bin imza toplandı !’’. demekten kendini alamaz.
Refik Halit
‘’….. harbi umumide cahilce hesaplarından başka bir şey göstermedikleri halde ,mütarekeden sonra Zaloğ lu Rüstem kesilen o serserilerde bir zerre namus ve haya olsa             ,bir zerre vatan muhabbeti bulunsa,sebebiyet verdikleri bu faciaya karşı beyinsiz kafalarını çoktan patlatır,uğrusuz varlıklarına nihayet vererek kurban eyledikleri mağdur milletin içten gelen alicenaplığına mazhar olurlardı. 19 Mart Tarihli Alemdar gazetesinde yayınlan bu satırlar Refik Halite aittir.Hürriyet ve İtilaf Partisinden Seyit Abdulkadır ,Zeynel Abidin, o Mustafa Sabri ,Kürt İzzet,Ali kemal gibilerine göre İstiklal harbi vatan e milletin menfaatlerine aykırı bir savaştır.
Başka bir yazısında Refik Halit , ‘’ … Bizim için yapılacak tek şey ,bir devletin siyasi beraberliğidir,o devlet de İngiltere den başkası olamaz,Olamaz ,Olamaz !’’ derken ona göre kuva-i milliye bir blöftür.
Ahmet Emin .
Ahmet Emin Amerikan Mandasından yanadır.3 Kasım 1918 de vakit gazetesinde Mondros mütarekesini savunur.
 
Mehmet Emin Yurdakul,
Tam 100 yıl bekleyen sözleri ile dikkat çeker,  
Ben bir Türküm ,Dinim,Cinsim uludur.Diye Türk Milletine seslenirken ,Bir diğer Türkçü Yusuf Akçora Üniversitedeki görevini bırakıp savaşmak için Ankara ya gelir.Türkçülüğün esaslarının sahibi Gökalp Malta zindanlarından Kurtulunca Ankara ya gelir , Hamdullah Suphi tanrı över bu gurupta yerini alırken Mehmet Akif camilerde Kuva-i milliye için vaazlar vermeye devam eder.Önceleri Amerikan mandası yanlısı Yunus Nadi ve Halide Edip te Ankara saflarında yerini alır.
Filozof Riza Teyfik,
Hürriyet ve İtilaf partisi ve İngiliz muhiplerine çalışan bu Osmanlı entel filozofu ,!Anam Arnavut, Babam Çerkez,Bilmeyen varsa,Öğrensin herkes !derken Öğrencilerine karşı Türklüğü küçümsemektedir.
Siz Türk değimlisiniz sorusuna.
-Değilim!Türklükten istifa ettim!Türkün kılıcından başka nesi var ? O da bitti!Hala İstanbul da oturabiliyorsanız bunu Büyük devletlerin size değil,İslam alemine duyduğu saygıya borçlusunuz demektedir.
Günümüze baktığımızda 1919-1922 yıllarının ihanetlerinde Osmanlı devletine yapılan tekliflerle Bugünkü Türkiye ve Hükümetinden istenenlerin hiç değişmediğini görmekteyiz.
O yıllarda kendilerine göre şahsı ve mensubiyeti oldukları etnisite-Din gereği kendi milliyetçiliklerini savunanlar elbette bize göre Türk devletine ihanet edenlerdir.O günün ihanet örnekleri bugünkü olaylardaki tavırları nedir ? Bu ülkedeki olanakları nedir? Cumhuriyet ,onların çocuklarını,torunlarını mağdur edici iz sürmemesine ve her türlü eşitlikçi uygulamaları sergilemesine rağmen bugünkü duruşları nedir?
Örneğin Saltanatın sona erdirilmesi ve yurt dışına sürülmelerine rağmen, Torunları Bugünkü Türkiye ve Cumhuriyetten memnuniyetlerini ifade etmektedirler peki o günkü Kürtçülerin Torunları bugün ne yapıyor.İşte mesele buradadır.
Yukarda adları geçen cemiyetlerin hiç biri masum cemiyetler değildir.Üyeleri ve liderleri masum değildir.Ancak O tarihlerde İstanbulda bulunan ve Kürt teali cemiyeti üyesi olan Kürt Saidi Nursi Hoca ayrılıkçılığı ,mandacılığı ve kürt bölücülüğüne katılmadığı önemle bilinmesi gereken bir gerçek olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır.
Önceki ve Sonraki Yazılar