Abdullah Avcı, Bırak Git!!!


Eveet…
İkinci maç da bitti.
Ama yine hüsran desem yeri midir ne?
3-0’a aldanmayın…
Bence üzerinde durulması gereken konu Abdullah Avcı…
***
Şimdi, asıl değerlendirmek ve üzerinde durmak istediğim konu şu: Abdullah Avcı, Emre Belözoğlu, Selçuk İnan…
Sonrasında yine maçı değerlendiririz, sorun değil!
***
ABDULLAH AVCI
Milli Takımlarda en son antrenörlük yapacak adamdır…
Yılmaz Vural’dan bile sonra…
Kadroyu, amatör kümede kadro kurar gibi kurdu.
Amatör kümede kadro şöyle kurulur: Genelde takımın kaptanı, başkanın veya yönetimden birinin oğludur, 10 numarayı, yine yönetimden birinin oğlu giyer, geri kalan 9 kişinin yaklaşık 5-6 kişisi, torpille takıma gelenlerden oluşur ki eğer oynatmazsam ya antrenörlükten kovarlar beni ya da iyi bir takıma almazlar beni düşüncesiyle oynatılır, diğerleri ise yetenektir…
Bu zihniyet ile kadro kuran bir adamın maçtan sonra ki açıklamaları da yine komedi unsuru olacaktır…
Estonya maçında Hollanda’dan bahsedebiliyorsa Estonya maçını fazla takmamış demektir…
Ve ayrıca halen daha o maça döndüğüne göre kendisinin de rahatsız olduğu bir şey var…
Bir Oğuz Çetin vardı milli takımı parçalayan, şimdi de Abdullah Avcı var…
Başkalarının düşüncesine göre milli takımı oynatan…
***
EMRE BELÖZOĞLU
Aslında Emre’de suç yok…
Suç; yaptığı her şeye rağmen ona halen daha destek verenlerde…
Suç; milli takımda uzun süre kalabilmek için, Emre’yi oynatanlarda…
Suç; bunu eleştirmeyenlerde…
Suç; korktuğu için Emre’yi oynatan Abdullah Avcı’da…
Türkiye liglerinde, onca defa ortalığı karıştıracak, sonra da bir efendilik, ahlak abidesini temsilen, kaptan olarak milli takımda olacak…
Bilsem ki, Emre Türkiye’ye Dünya Kupasını alacak, yine de oynatmam; bu kadar basit.
Hele kaptanlık, asla!
***
SELÇUK İNAN
Size şunun garantisini net bir şekilde verebilirim ki; Selçuk İnan değişikliği, tamamen ama tamamen şov ve tatmin amaçlıydı…
2-0 yeniyorsun…
Rakip 10 kişi…
İkinci yarı…
Selçuk’u sokuyorsun…
Amaç ne?
Daha fazla gol atmak mı?
Yoksaaa… Yenilmemek mi?
Ben anlamadım?
Bu şov ve tatmin amaçlı değişiklik de korkaklığın bir göstergesi…
Maç zorda olsa, soksun tabiî ki de, ama ikinci yarı Estonya yok!
Ama yine de Selçuk’a ihtiyaç var güya…
Abdullah Avcı, bırak git!!!
***
MAÇ DEĞERLENDİRMESİ
Hakemi kısa değerlendirmek istiyorum: Verdiği kırmızı kart kesinlikte yanlıştı. Görüş açısı itibariyle yanlış bir karar verdi. Sarı kart daha uygundu çünkü futbolcunun amacı Burak’ı durdurmak değil, topa müdahaleydi…
Estonya: Her şeye rağmen baskılı oynadı. Çok iyi savunma yaptı. İlk golden sonra dağıldı. İkinci yarı saha da yoktu. Fark yememek üzere oynuyordu. İlk yarıda güzel pozisyonları vardı, değerlendiremediler. Kırmızı karttan sonra da bir veya iki pozisyonları vardı
Türkiye: Yine korkak ve şaşkın başladı maça. Rakip takımın kırmızı kartından sonra daha da şaşkınlık içinde oynadı fakat Arda ve Emre’nin güzel bir iş birliği neticesinde, Emre’nin attığı güzel gol sonrası, kendini toparladı takım. İkinci yarıya baskılı başladı ve sonuca 3-0 la ulaştı. Genelde maç başından maç sonuna kadar, tek tip taktikle oynadı takım. Ortadan ceza sahasına yanaşıp, topu kanatlara yaydı. Oradan uzun ve yerden toplarla da golleri bulmaya çalıştı, buldu da...
Maç Genel: Maçın joker oyuncusu Arda idi. Maçta Türkiye adına iki hata vardı; birini Tolga yaptı, Semih engelledi, diğerini Semih yaptı Tolga engelledi. Abdullah Avcı yine taraftar gibi sadece maçı izledi.
İYİ SEYİRLER TÜRKİYE, İYİ SEYİRLER ABDULLAH AVCI


Önceki ve Sonraki Yazılar