'Elemana Hiç Alınmam'

'Elemana Hiç Alınmam'

“Ben de, o başkanı eleman olarak görürüm. Beni, kendisiyle aynı çizgide görmüş diye kabul ederim. Ben elemansam, o da camianın diğer elemanıdır. Dışardan gelen genç antrenör için Başkan bu ifadeyi kullansaydı, üzerinde durulmazdı. Ama eleman kelimesi, Fatih Terim’in karşısına asla oturmaz. Futbolda ani kızgınlıklar, ani zaafiyet istifa kararını getirebilir. Ancak Aykut Kocaman istifasını açıkladığı an, vücut dili, ağız dilini desteklemiyordu”

BİLAL MEŞE - ÖZEL RÖPORTAJ /MİLLİYET

Futbolumuzun bir ‘bileni’ ile Rize’de gerçekleştirdiğimiz söyleşinin son bölümünü Süper Lig’e ayırdık. Hazır onu bulmuşken, son haftalarda gündeme oturan Aysal-Terim, polemiğini, Aykut Kocaman’ın istifa edip, geri dönüşünü konuşmamak olmazdı.
Zirveyi kovalayan takımlar, ilk yarıda müthiş puan kayıpları yaşadı. Artı, kamuoyunda kötü futbol oynandığına dair görüşler ağırlıklı.

Siz nasıl baktınız ilk yarıya hocam?
* “Benim değerlendirmeme gerek yok. Türk futbolu öyle sanıldığı kadar kötü değil. Ama siz Barcelona’yı ve benzer takımları seyrettikten sonra bizim ligimiz için bir yorum yapıyorsanız, haklılık payı olabilir. Ama olaya öyle bakmamak lazım. Tabi ki, kötü olanların yanı sıra, iyi olan şeyler de var. Malesef son dönemlerde  iyi olanlar kötülerden az. Oyun içerisine baktığımız zaman kötü maalesef bir adım önde. Bu kötülerin içerisinde atılan paslar var, yaptığınız mücadele var, davranış biçimleri var, artı tribünlerin bu kötü işlere katkısı da var”.

Hocam çok karamsar bir tablo çizdiniz, farkında mısınız?
* “Yok, karamsar değilim, ancak herşeyi kötü göstermek isteyen bir zümre var. Bu adilane bir davranış değil. Futbol insanların zorla çirkinleştireceği bir oyun değil. Mesela öyle haftalar oluyor ki, Avrupa’nın tüm liglerini tarasanız o kadar güzel gollerin atıldığı bir lig göremiyorsunuz. Türkiye’yi iki senedir bu olumsuz tablonun içerisinde göstermeye çalışan bir zümre var, ben bu zümreye asla katılmıyorum”

Hazır, gollerden söz açılmışken, Stoch’un birinci seçilen golünü anımsatıyoruz, hocaya:
* “Messi’nin, Ronaldo’nun, Rooney gibi yıldızların oynadığı dünya liglerinde, senin liginden bir adamın golü en güzel gol seçiliyor. Onun kadar güzel goller de televizyonlarda tartışılıyor. Bu da ligimizin güzelliklerinden birisi. Geçtiğimiz hafta oynanan maçlarda harika goller oldu”.

 

O zümre kim hocam, biraz açar mısınız?
* “Stoch’un dünya yıldızlarını kenara itip, birincilik kürsüsüne oturması müthiş başarıdır. O zart - zurt konuşanların, bu futbol biterse, yapacakları neleri var Allahaşkına?”
Biraz saha dışına çıktık, son aylara damgasını vuran Ünal Aysal - Fatih Terim arasında yaşanan ‘eleman’ kelimesini masaya yatırdık. Başkan Terim’e , ‘eleman’ dedi hocam, ortalık karıştı. Başkan Aysal’ın ,”Sneijder’i oynatacak hoca da bulurum” sözünü hatırlattık:
* “Valla, Başkan Sneijder’i de alır, bir başkasını da, onları oynatacak adam da bulur. Ancak bir Fatih Terim bulur mu, onu bilemem”.
Hoca, devam ediyor:
“Bu eleman kelimesi uzunca tartışıldı, doğru. Ben Ünal Aysal’ın aklının bir tarafından bir şey gizleyerek, bir şey söyleyeceğine inanmıyorum. Ünal beyi tanıyorum, oturmuş, konuşmuşluğum var. Böyle bir insan değil”.
Ancak hocam ‘eleman’ kelimesini kullandı:
* “Tabi ki Fatih Terim’le ilgili böyle bir şey konuştuğu zaman daha dikkatli olmalı, kelimeleri özenle seçmelidir”.
Peki, sizin için böyle bir kelime kullanılsaydı, tepkiniz ne olurdu?
* “Benim için başkan böyle bir kelime kullansa, hiç alınmam”
Nasıl yani?
“Neticede ben de o başkanı eleman olarak görürüm kulüpte. Yani beni kendisiyle aynı çizgide görmüş diye kabul ederim. Ben elemansam o da kulübün bir başka elemanıdır”
Ve dur durak bilmiyor, devam ediyor:
* “Terim, camia ile ilişkileri farklı olan bir insan. Yani bir Fatih var. Yıllarca o kulüpte futbol oynamış. 25 yıllık kongre üyesi, hocası, artı yeni divan üyesi. Tüm bunlardan daha önemlisi o kulübün taraftarı. Başarılarının dışında birtakım sıfatları var. Bu taşıdığı sıfatlarla eleman kelimesini karşı karşıya koyduğunuz zaman oturtamazsınız. Dolayısı ile dışardan gelen genç bir hoca için başkan bu ifadeyi kullansaydı, çok üzerinde durulmazdı. Ama Aysal bir açıklama yaptı, kibar bir insan. Hocasını rencide edecek bir kelimeyi kullanması mümkün değil”.
Terim, çok gergin günler yaşadı. Etkilenmiş midir sizce?
* “Etkilenmiş”.
Nerden çıkardığınız?
“Müsade edin de, Fatih’i tanıyayım”
Meslektaşınız, küçüğünüz Aykut hoca, çok gel  gitler yaşadı. İstifalar, geri dönüşler:
*“Kimseye tavsiyede bulunacak halim yok. Kişilerin olaylara bakış açısı, olaylardan etkilenmeleri, çok önemli ve doğaldır. Aykut hocanın yaşadıkları kolay değil. Beklentilerin uzağında da kalıyorsanız, işiniz bin kat daha zorlaşır. Her teknik adamın yaşadığı zorluk ve eleştiriler vardır. Bu anlamda baktığımız zaman Aykut hocanın çok savaşcı bir kimliği gözükmüyor.Tabi bu uzun süre görev yaptığı camiada olursa, daha zor olur. Zorlu ve dikenli bir yoldur. Teknik direktörlük hayatımızda hep bunlarla boğuştuk. Buranın dalgaları gemileri devirir”.
Siz hiç istifa edip, geri döndünüz mü?
* “Hayır, olmadı, hatırlamıyorum. Sadece Fenerbahçe’deki çalışma hayatımı sezon ortasında kestim, o kararı da kendim verdim”.
Çok mu baskı var Fener’de?
*“Hayrı baskı yok. Ancak çok aktif bir camia olduğu gerçek... Yani çok sesli bir camia. Olayların hep içerisinde olan bir camia”.

SNEİJDER TRANSFERİNE BAKIŞ AÇISI

Eşitlik, adalet değildir

Söz dönüp, dolaştı, Galatasaray’da fırtınalar yaratan Sneijder’in transferine geldi. Hollandalı yıldızın astronomik maliyeti, o takımın havasını bozar, takıma katkısı olur mu?
“Rakamlara karıştığınız zaman oradaki adalet çizgisini bulacaksınız. Futbolda eşitlik asla adalet değildir.. Adalet hakkını bulmaktır. Futbolda belli mevkiler, farkı düşünce ve fiyatları ortayı çıkartır. Yıldız oyuncu alırken, geri dönüşünü de iyi hesap etmek zorundasınız. Bunun geri dönüşünün en büyük göstergesi tribün ve store’lardır. Bu yıldızların maliyeti geri dönüşleri hesap ettiğiniz zaman, düşündüğünüz kadar kötü değildir. Şimdi dünyanın en büyük defans oyuncusunu getirin, tribüne asla adam çekemezsiniz. Hiçbir seyirci o savunmacı için maça gelmez. Ama yıldız için gelir. O yıldızlara ödenen paraların döneri vardır. Örneğin Alex... Örneğin Quaresma... Son örnek Sneijder...Yıldız bir oyuncu...
100 bin formadan söz ediliyor. Formaların tanesini 100 lira olarak düşünelim.. 10 milyon lira, eski parayla 10 trilyondan  söz ediyoruz. Bir de liglerde ve Avrupa’da iyi oynadığını,  goller attığını düşünün. Bu tür yıldızlar o camialara heyecan getirir. Haa şu olursa kötü, biri beş alıyor, diğeri bir alıyorsa olmaz. Peki, o yıldız oyuncu takımını galibiyetlere taşıdığı zaman primi tek başına mı alıyor, hayır. Takıma dağıtılıyor, yani eşit miktarda. Demek ki o yıldız oyuncunun herkese katkısı  var. Galatasaray seneye bir adam daha alırsa, kombinelere bakacaksınız, kaç tane satacak. Sektörler o kurumlara sponsorluk yapacaksa, o takımdakı yıldız oyuncuların sayısına da   bakar. Tüm dünyada böyledir. Para fazla gözüküyor, doğru, ama dönüşü olan paralardır bunlar”
Peki, havayı bozar mı?
“Niye bozsun, şu anda Galatasaray’ın bozulacak bir havası yok ki? Futbolda standart olmaz, farklılıklar olacak. Bu tip oyuncuların Türk futboluna da katkıları olur. Yıldız katkı sağlar... Siyasetin de, sinemanın da yıldızı vardır, futbolun da”

Kocaman’ın dönmesi normaldi

Ya, Aykut hocanın geri dönüşü?
* “Bu onun kararı, oradaki durum biraz farklı. Çünkü futbolcuların tamamı hocalarının geri dönmesini istedi. Kararlarda bu çok önemli etkileyici bir unsurdur. Neticede bu kararı veren bir insan. Bir insanın her kararını doğru vermesi mümkün mü? Ani kızgınlıklar, ani zaafiyet bu kararı getirebilir. Bu konuda futbolcuların yaklaşımı, Aykut hocayı geri döndüren en büyük faktördür. Çünkü Aykut hoca, kararını açıkladığı an, gel - gitler yaşıyordu. Yani kendi içinde doğru mu, yapıyorum, yanlış mı, yapıyorum düşüncesini taşıyordu.Camianın her biriminde bu kadar yoğun istek ve geri dönüş çabası olunca, kararını değiştirmesi bence normaldir”

İki büyüğe teşekkürler

“Galatasaray ve Fenerbahçe’ye teşekkür etmemiz gerekir. Ülkenin ihtiyacı olduğu dönemde Avrupa’da çok iyi gidiyorlar. Gelecek yıllarda çekeceğimiz sıkıntılara puan olarak set çektikleri için her türlü övgüyü hak ediyorlar. Büyük olduklarını bu kulvarda hatırladılar”

Rotayı,  Süper Lig’e çevirdik:
* “Ligin ilk yarısına baktığımız zaman önce Antalya’nın başarılı bir çıkış yakaladığını gözlemliyoruz, görüyoruz. Geçtiğimiz sezonun ilk yarısını anımsayın, bu yarıyı lider bitiren takımın 43 puanı var. Şimdi ise 33 puanı var. On sekiz hafta ve toplanan 33 puan. Bu tabloya bakarak değerlendirdiğimiz zaman bazı takımların başarılı, bazılarının çok başarısız olduğunu görürüz. Bu sizin hangi pencereden baktığınıza  bağlı. Geçen yılın üzerine çıkan iki takım var, biri Antalya, diğeri Bursa... Beşiktaş da başarılı. Klasman ve puan olarak da başarılı. Beşiktaş’ın bu tabloda mücadelenin içinde olacağı açık”
Hocam, Fenerbahçe?
* “Beklentilere yanıt vermeyen bir tarafı yok. UEFA’da iyi gidiyor. Kaldı ki, Galatasaray ve Fenerbahçe’ye teşekkür etmemiz gerekir. Ülkenin ihtiyacı olduğu dönemde Avrupa’da çok iyi gidiyorlar. Ülke olarak onlar her türlü övgüyü hak ediyor. Ülke puanlarına katkıları olduğu için. Gelecek yıllarda ülke olarak çekeceğimiz sıkıntılara puan olarak set çektikleri için. Büyük olduklarını bu kulvarda hatırladılar”.
Ancak iç hatlarda iyi değiller hocam, sıkıntılılar:
*“Önemli değil, elli küsuruncusu oynanıyor liglerin... Bu sene olmazsa, önümüzdeki sezon olur. Avrupa’daki başarıları çok önemli. Hem Galatasaray, hem Fenerbahçe bu iki kulvarda ülke takımı olduklarını kanıtlamışlardır”.

DÜZELTME: Mustafa Denizli’nin gazetemizde dün yer alan söyleşisinde, Rizespor’dan aldığı ücretle ilgili polemiklere verdiği yanıt; “Zenginin parası, fakirin çenesini yorar” diye yayınlandı. Oysa Denizli bir ironi yaparak “Fakirin parası, zenginin çenesini yorar” demişti. Bu cümleyi düzeltir ve hata nedeniyle özür dileriz.

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.