Organik Üreticilerden Kota Tepkisi

Organik Üreticilerden Kota Tepkisi

Rize’nin Pazar ilçesi Suçatı köyünde Çaykur ile sözleşmeli olarak organik üretim yapan Çay üreticileri, Çaykur ile imzaladıkları sözleşme gereği farklı bir işletmeye çay satamadıklarını ancak Çaykur’un uyguladığı kota yüzünden bir miktar çaylarının ellerinde kaldığını iddia ettiler.

Çaykur’un organik çay üreticileriyle imzaladığı karşılıklı taahhütnameye rağmen, organik yaş çay alımında dekar başına 300 kilogram kota uygulaması tepkilere neden oldu. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde organik çay üretim alanlarını genişleten Çaykur geçtiğimiz yıl Pazar’ın Şuçatı köyündeki üreticilerle de sözleşme imzaladı.
Üreticiler ile Çaykur arasında yapılan Organik Çay Tarımı Sözleşmesi kapsamında çay tarımında kimyasal gübre kullanımından vazgeçilerek organik üretime geçiş yapıldı. Çaykur, üreticilerle imzaladığı Organik Çay Tarımı Sözleşmesi’nin 5. maddesi (a) bendinde; “Çaykur, hasat edilen organik çay ürününün tamamını satın almayı taahhüt eder” beyanında bulunurken aynı maddenin (f) bendinde ise “Üretici, üretmiş olduğu organik yaş çay ürününün tamamını Çaykur’a satar. Sözleşme devam ettiği müddetçe başka bir firmaya yaş çay ürünü satamaz. Aksi taktirde Çaykur, bu durumun ihlali halinde sözleşmeyi feshederek bu işle ilgili üreticiye yapılmış tüm masrafları geriye tahsil eder” ibaresi yer alıyor.



KOTA ÜRETİCİYİ TEDİRGİN EDİYOR
Çaykur’un kendi verdiği taahhüde rağmen 3. sürgün alımlarının devam ettiği şu günlerde dekar başına 300 kilogram kota sınırlaması getirmesi üreticilerin tepkilerine neden oldu. Organik yaş çay üretici Şeref Sümer, devletin kendilerine organik üretime geçmeleri halinde bazı taahhütlerde bulunmasına rağmen sözünü tutmadığını ifade ederek, “Çaykur 3. sürgünde dekara 300 kilogram kota getirdi. Buna göre de bizim çayımız elimizde kalıyor. Benim şu anda 1300 kilo çayım tarlada kaldı. Oysa Çaykur ile yapmış olduğumuz organik çay sözleşmesinin ilk iki maddesinde Çaykur, üreticinin tüm çayını alacağını taahhüt ediyor. Özel sektöre çay satamazsın, suçtur diyor. Çaykur dışında başka bir kuruma çayımı satmaya kalktığım anda da bana ceza veriyor. Ben sözleşme gereği özel sektöre çay satamayacağıma göre, Çaykur da çayımı almayacaksa bu çayı ne yapacağım? Ben kendi sorumluluğumu yerine getirdim. Fabrika müdürlüğüne sözleşmedeki haklarımın korunması için dilekçemi verdim. Şimdi top Çaykur’da. Ben çayıma bakım yapıyorum, organik gübre döküyor, çapalıyorum. Çayımın fazla gelmesi suç mu? Organik üretim yapan çiftçinin çayı elinde kalmayacak diye taahhüt imzalayan Çaykur kendi sözünü tutmuyorsa biz ne yapalım? Devlet yalan konuşmaz. Biz devletin şifai talimatına güvenmemiz gerekirken, kendisi yazılı taahhüdüne uymuyor! Bu nasıl bir şey anlamadım.” dedi.

Organik çay üreticisi Rami Sümer de yaptığı açıklamada, “Devletin bize organik üretime geçersek çayımızın tamamını alacağı yönündeki taahhüdü hoşumuza gittiği için, bizi özel sektöre boğdurmayacağı için sözleşmeyi kabul ettik. Ama ne yazık ki bu son sürgünde 300 kilo kota şartı getirdi. Ben kotamı doldurdum ama tarlamda 400 kilo daha çayım var. Sözleşmemiz olmasına rağmen çayımızı satamıyoruz. Özele de veremezsin diye taahhütname imzalattırdılar. Ben şimdi çayımı nereye vereceğim?” diye konuştu.
Bir diğer üretici Timur Sümer ise Organik üretimden memnun olduğunu ancak yaşanan kota sıkıntısının morallerini bozduğunu söyleyerek, “Organik üretimle en azından gelecek nesilleri kurtarmış olacağız. Meyve ve sebzelerimiz ile toprağımız korunmuş oluyor. Bu nedenle biz organik çay üretimine gönüllü geçtik ancak verilen taahhüde uyulmaması canımızı sıktı” ifadelerini kullandı.
Çay üreticisi Havva Sümer de organik üretime geçerek yaşadıkları ürün kaybının ardından bir de Çaykur’un kota uygulaması ile mağdur kaldıklarını ifade ederek, “Geçen yılki topladığımız çay ile kıyasladığımızda yarı yarıya ürün kaybı yaşadık. Onu da satamazsak sıkıntı. Sadece bundan geçimini sağlayan aileler var. Onlar için daha büyük sıkıntı oldu bu iş” dedi.
Üreticilerden Zinnet Sümer ise organik çaya yeni geçtiklerini ve ilk yılda böyle bir sıkıntı yaşadıklarını söyleyerek, “Çaykur yavaş yavaş organik üretime geçiyor. Biz bu yıl ilk kez organik gübre kullanmaya başladık ve bize verilen sözler tutulmadı. Organik üretime geçmek isteyecek diğer üreticiler bizim bu halimizi görünce sonra nasıl organik sözleşme imzalayacaklar? Biz şimdi çayımızı satamıyoruz. Devlet bize çayınızı organik yapın hepsi alacağız siye söz verdi, milletin çayı tarlada kaldı, satamıyor. Özele satamıyoruz, yasak. Devlet verdiği sözü tutsun. Çok üzgünüz.” ifadelerini kullandı.

ÇAYKUR: “BELİRLENEN KOTA ÜRETİM MİKTARININ ÜZERİNDE”
Öte yandan, Çaykur’dan konu ile ilgili yapılan açıklamada, üreticilerin hiçbir şekilde mağdur edilmeyeceği belirtilerek, “Organik üretime geçilen köylerde; ruhsat dışı alımların önüne geçmek ve ruhsatsız yeni çay bahçelerinin oluşturulmasını engellemek için köy muhtarları ile kota belirlemeleri yapıldı. Bir dönüm çay bahçesinde üretilebilecek azami çay miktarı hesaplanarak bu oranlar belirlendi. Organik üretim yapılan bölgelerde 1. sürgün için dönüm başına 700 kg, 2. sürgün için 700 kg üçüncü sürgün için ise 300 kg kota oralı belirlenmiştir. Bu oran 3. sürgünde 400 kg’ye çıkartılmıştır. Dönüm başına üretimde bir üreticinin belirlenen bu kota miktarını doldurması mümkün değildir. Üreticilerimiz ile yaptığımız sözleşme gereği belirlenen kriterlerin dışına çıkılmaması kaydı ile hiçbir üreticimizin mağdur edilmesi söz konusu değildir” denildi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.