Divan toplantısında partililere hitap eden Aydın, "Rize'nin gündemi ne, Ankara'nın gündemi ne? Uzunca bir süredir, Rizelilerin dertleri ihtiyaçları, talepleri ile Ankara'dakilerin gündemi örtüşmüyor. İktidar, Rize'den yükselen sesleri işitiyor ama dinlemiyor, duyuyor ama duymazlıktan geliyor. Plastik gündemler icat edip, plastik cümlelerle konuşuyorlar. İktidarın matematiği ile Rize'nin matematiği de artık örtüşmüyor. Rizeliler ikiyle ikiyi topluyorlar dört ediyor, iktidar ikiyle ikiyi topluyor üç eder diyor. Yine aynı șekilde millet ikiyle ikiyi çarpınca dört elde ediyor, iktidar ikiyle ikiyi çarpıp beş elde ediyor." dedi.
"2026 yılı bütçesinde gelir 16,2 trilyon lira, gider 18,9 trilyon lira! Bütçe açığı 2,7 trilyon! Peki faize ne kadar ödeyeceğiz? Bütçe açığına denk; 2,7 trilyon lira! Rize il Özel idaresi'nin 2026 bütcesi ise sadece 2 milyar. Yani faize ödenecek tutar, tam 1296 tane Rize bütcesine denk geliyor!" diyerek iktidarın faize ödeyeceği miktar ile Rize İl Özel İdaresi'nin bütçesini karşılaştıran Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın, "Yapay zekaya şu şekilde bir soru sorduk; "İktidar faize 2,7 trilyon lira öderken, Rize'ye 2 milyar liralık bütçe ayırıyor. Sen bir Rizeli olsan bu duruma ne derdin?" Yapay zeka şunu dedi: Bu tablo iktidarın önceliklerinin vatandaş değil, borç düzeni olduğunu gösteriyor. Rize gibi altyapı sorunları, afet riskleri, tarım ve çay politikası gibi kritik meselelerle boğuşan bir şehre bu kadar düşük pay ayrılması, iktidarın bölgesel kalkınma iddiasıyla çelişiyor. Bu tablo yllardır 'yatırım geliyor' denmesine rağmen Rize'nin gerçek anlamda hak ettiği hizmeti alamadığnı ortaya koyuyor. Faize trilyonlar bulan anlayış memleketine milyar bile bulamıyorsa, bu artık ekonomik değil siyasi bir tercihtir. Rize'nin hakkı, faiz lobisinin değil, Rize halkının yanında durmakla korunur. Yapay zeka bile iktidarın yapaylığını, beceriksizliğini, matematikten sınıfta kaldığını ilan ediyor." diye ekledi.
"Yanlışa yanlış demeden, doğruya doğru denmez! Yanlışa yanlış demeyenlerin, doğruya doğru demesi bir anlam ifade etmez. Sen ahlak ve adalet açığını görmüyorsan, ekonomik yıkımı ve bağımlı dış politikayı eleştirmiyorsan, bu yanlış sisteme ve bozuk düzene itirazlarını dile getirmiyorsan; doğruya doğru demenin kıymeti olmaz. 23 yılda adına "kazanımlar"' dedikleri "yatırım" dedikleri her ne varsa hepsini terazinin bir kefesine koyalım, diğer kefeye de "kaybettiklerimizi" koyalım. Terazinin hangi tarafi ağır basacak, görelim!" diyen Aydın, "İktidarın demlediği çay bayatladı, çayı tazeleyeceğiz. İktidar tükendi ve tüketti. Sözü, umudu, değerlerimizi, sehirlerimizi tüketti! Bu iktidarın son kullanma tarihi geçti, bugüne kadar organik olmayan müdahalelerle raf ömürlerini uzattılar ancak bayatlığın tadı, kokusu, rengi belli oluyor. Demlediği çay çoktan bayatlayan iktidar sürekli bayat çayı ısıtıp, haşlayıp servis ederek iktidarda kalmaya çalışıyor. Artık Rizeli bu bayat çayı içmezl Çayı tazeleyeceğiz!" dedi.
Ankara'nın gündemi ile Rize'nin gündeminin aynı potada buluşturulması gerektiğini vurgulayan Birol Aydın, "İktidarın dünkü yanlışlarına ortak olmadığımız gibi, bugünkü yanlışlarına da ortak olmayacağız. İktidarın dün dost veya düşman ilan ettiklerine dostluk veya düşmanlık etmediğimiz için, bugünkü düşman ve dost tanımlarına göre de siyasetimizi belirlemeyeceğiz. Dün onlarla birlikte aynı sofrada çiğ yemediğimiz için bugün karnımız ağrımıyor. Karın ağrısı olanlardan değiliz. Rize'den, Diyarbakır'dan, Edirne'den, Hatay'dan aldıklarıyla; küreselcilere, faiz lobilerine sofra kuranların sofrasına oturmayacağız. Hamsilere karsı balinaların yanında saf tutan iktidarla aramızda fark var! Biz hakkı yenenlerle, açlık ve yoksulluk sınırının altında hayat sürmeye çalışan insanlarımızla adalet arayan, ahlakı esas alan milyonlarla aynı sofrada oturacak, emeklilerimizle, gençlerimizle emekçilerimizle, esnafımızla her geçen gün soframızı büyütecek ve genișleteceğiz." dedi.