Ben o dönem daha askere gitmeden üç yıl üst üste askerlik şubesine gidip doğuda görev almak için dilekçe verdim. Normalde doğuya asker göndermeyen birliklerden sevk çıkınca hemen tecil ettiriyor, bir sonraki dönemi bekliyordum. Çünkü ben orayı istiyordum.
Bir gün dayanamadım, askerlik şubesinde albayın yanına çıktım ve:
➡️ “Beni devre kaybı komando olarak doğuya alın!” dedim.
Sicilime baktı ve şöyle söyledi:
“Sen ailenin tek erkek çocuğusun. Anne ya da baban yazılı izin vermezse seni doğuya gönderemeyiz.”
Ben de:
“Babam buna asla imza atmaz.” dedim.
O dönem aileler tek erkek evlatlarını özellikle komando göndermezdi.
Bir hafta sonra beni aradılar. Şubeye gittiğimde albay beni odasına çağırdı. Bana uzun uzun baktı ve bir soru sordu:
“Oğlum doğuya düşenler burada ağlayarak, titreyerek geri dönmek istiyorlar.
Sen neden ısrarla gitmek istiyorsun?”
Ben sadece bir cümle söyledim:
“Komutanım… Doğuda ölen askerler, kolunu bacağını kaybedenler benim yüreğime dokunuyor.”
Komutan sustu… Bana uzun bir bakıştan sonra:
➡️ “20 gün sonra İzmir Foça Komando’ya gidiyorsun. Hayırlı olsun!” dedi.
Sevinçten ellerini öptüm…
Eve gittim, rahmetli babama söyledim:
— “Baba 20 gün sonra askere gidiyorum.”
— “İnşallah komando olmazsın.”
— “Baba… Komando oluyorum. Hem de Foça.”
Babamın yüzü düştü, yıkıldı… ????
Ama bilmediği bir şey vardı:
Ben özellikle doğuyu seçmiştim.
Acemi birliği Foça’ydı. Eğitimler çok ağırdı. Öyle ki birkaç asker eğitim kazasında hayatını kaybetti.
Tüm makineli silahlar, bomba eğitimi, gece operasyonları…
Artık gerçek bir komandoyduk ve doğuya hazırdık.
Tam Şırnak görev emrimizi beklerken yüzbaşım beni çağırdı.
“Biz sana bu kadar eğitimi boşuna mı verdik? Sen burada kalacakmışsın.”
Meğer babam gizlice torpil yaptırmış… ????
Ama ben gitmek istedim. Komutan bile kızdı ama sonunda:
➡️ “Yolun açık olsun asker.” dedi.
İzne geldiğimde babam bana gururla:
➡️ “Aynı yere çıktı değil mi?” dedi.
Ben de başımı kaldırıp:
➡️ “Hayır baba… Ben doğuya gitmek istedim. Timimle birlikte Şırnak Çakırsöğüt’e gidiyorum.” dedim.
Babam yıkıldı…
Birkaç gün benimle konuşmadı.
Ve beni uğurlamaya bile gelmedi… ????
Şırnak’a girdiğimizde her yer kurşun izleri, yıkılmış evler, tütmeyen bacalar… Acının kokusu vardı.
Kartalkaya üssünde görev yapmaya başladık.
Her gece taciz atışları, sızma girişimleri…
Biz durmadan çarpışıyorduk.
Sonra emir geldi:
➡️ “Kuzey Irak operasyonu!”
Ben timin makineli tüfeğiydim.
PKK’nın ilk hedef aldığı kişi her zaman biz olurduk.
Daha helikoptere giderken mayına basıldı, altı asker şehit oldu… ????????
Görev, terörün tüm kamplarını imha etmekti.
İlk sıcak çatışma günleri…
Termal kamerada sürü gördük. Domuz sandık.
Ama yüzbaşı bağırdı:
➡️ “Onlar domuz değil asker! İki ayaklı domuz onlar!”
Yaklaşık 1500 terörist üzerimize geliyordu.
Emir çok netti:
“Geri çekilmek yok!
Silahlar SUSMAYACAK!”
Makineli benim elimdeydi.
Namlular kızardı, ellerim yanıyordu.
Bombalarım bitti, şarapnel yağdı…
Yan mevzideki Rizeli hemşerim Bülent sabaha kadar bağırıyordu:
➡️ “Ben rüyamda kendimi şehit gördüm!”
Ve o gece…
Bir havan topu onun mevzisine düştü…
Koşamadım.
Çünkü silah susarsa hepimiz ölürdük…
Ama Bülent’in inleme sesi kulaklarımdan hâlâ gitmiyor… ????????????
Bir anda büyük bir patlama…
Göğsüm yandı, kulaklarım sustu…
Şarapnel parçaları bize de isabet etmişti.
Ama biz yine kalkıp silahı çalıştırdık.
Çünkü o saatten sonra savaş canla değil imanla devam ediyordu.
Sonra F-16’lar geldi…
Çatışma bitti…
Bülent’in yanına koştum…
Başını kucağıma aldım…
“Dayan kardeşim… Daha Rize’ye döneceğiz…” dedim.
Ama nabzını kontrol ettiğimde…
❤️ Yoktu… ????????????
Orada bayılmışım…
Gözlerimi hastanede açtım. Komutan:
➡️ “Oğlum artık bitirdin. Sen görevini fazlasıyla yaptın.”
dedi.
Ben:
➡️ “Gitmem komutanım!”
dedim.
Ama karar kesindi.
28 şehit vermiştik… ????
Aralarında Bülent vardı…
Engin vardı…
Ve benim içimde geri dönmeyen bir yan vardı…
Aylar sonra terhis olup uçağa bindim.
Ailemle 3 aydır konuşmuyordum.
Annem telefonda ağlamıştı…
Ben sevinçten sandım. ????
Trabzon’a indim…
Kapıdan çıktım…
Kalabalık vardı ama babam yoktu…
O an öğrendim…
➡️ Benim için üzülmekten, kahırlanmaktan kalbi dayanmadı.
Babam… ÖLMÜŞTÜ… ????????????
Ayaklarımın bağı çözüldü…
Dizlerimin üzerine çöktüm…
Ve sadece şunu söyleyebildim:
“Baba... Keşke helallik isteyebilseydim…”
Yıllar geçti…
Bu satırları yazarken bile…
Aynı acıyı hissediyorum… ????????????
Ruhun şad olsun canım babam…
Yattığın yer cennet olsun…
????Vatan için ölmek değil, yaşayanlara bıraktığı acı daha ağırdır… ????????????
Ben İmralı’ya gitmek için değil…
Şırnak’a, Irak sınırına, mayına, helikoptere, operasyona…
Vatanımın namusuna dokunanlara hesap sormaya gittim.
Biz oraya boyun eğmeye gitmedik.
Biz oraya bayrağı eğdirmemeye gittik.
O yüzden…
➡️ Biz İmralı’ya gitmiyoruz.
➡️ Biz teröristle masa kurmuyoruz.
➡️ Biz ihanetle pazarlık etmiyoruz.
Sen gitmek istiyorsan, buyur git…
Ama şunu unutma:
Biz o kapıyı açmadık.
Açılmasın diye can verdik.
Bizim gittiğimiz yerin adı şeref,
Seninkinin adı siyaset oyunlarıysa,
O yolun sonu milletin hafızasında kara bir lekedir.
Ve bilsinler ki:
Biz bu vatanı masa başında değil, şehitlerimizin kanıyla mühürledik.