Milletin öz evlatları iyi tanınmalı!..

Ahmed ÇITLAKOĞLU

 Darbe haberlerini duyar duymaz ilk saatlerden itibaren özellikle ilk 4-5 günlük sürede;

Cadde ve sokaklara dökülen;
Canını malını, işini eşini ve çocuklarını düşünmeden tankların önüne korkusuzca yatan;
Hain darbecilerin top ve mermilerine göğüslerini siper eden;
Gerek meydanlarda gerekse televizyon ve radyo stüdyolarında nöbet tutarak darbecilere karşı devletin ve hükümetin yanında saf tuttuklarını alenen deklare eden;
Gazete ve sair haber sitelerinde darbe ve darbecileri lanetleyen yazı ve haberleriyle darbenin akamete uğratılmasında önemli rol oynayan;
Fedakâr ve cefakâr kardeşlerimiz milletimizin öz evlatlarıdır!..
 
Bu fedakâr ve cefakâr vatan ve millet âşıkları iyi tanınmalı, son günlerde parsa toplamak, durumdan vazife çıkarmak için ekran ve meydanlarda arz-ı endâm eden her dönemin ve herkesin adamı şovmenlerle karıştırılmamalıdır.
 
Bunlar arasında FETO’cu, PKK’lı olmaz... Bunlar arasından vatan haini çıkmaz!
Milletimizin bu öz evlatları, “bizlere kahraman desinler, bize yiğit desinler, bizleri hükümet yetkilileri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan görsün ve tanısın” diye meydanlara inmemişlerdir.
 
Her dönemin adamı, şovmen tipler de iyi tanınmalı!..
 
Darbe tehlikesi geçtikten, sular durulduktan sonra, parsa devşirmek, mevcut ticari ve bürokratik konumlarını korumak veya daha da yükselmek adına  “ben de sizlerdenim(!)” mesajını vermek için ekran ve meydanlarda arz-ı endâm edenler her dönemde olduğu gibi bu dönemde de olacaktır.
 
Bunların ekserisi, darbeciler muvaffak olsaydı onların safında yer alacak ve onlara methiyeler düzecek kişilerdir. Bu şahsiyetlerin ortak özellikleri; güçlüden yana olmak, dar zamanda, sıkıntı anlarında ortada gözükmeyip dikme zamanında değil bitme (hasat) zamanında ortaya çıkmaktır… Kürek çekmeye değil börek yemeye taliptirler.
***
Milli İrade Şehid ve Gazilerine Vefa!..
15 Temmuz Milli İrade şehid ve yaralıları “resmi şehid ve gazi” payesiyle onurlandırıldı.
Devletin bu kararı, şehidlerimizin ruhunu şad edici, gazilerimizi ve onların yakınlarını onurlandırıcı ve teselli edici fevkalade önemli, takdir-e şayan bir karar…
 
Ancak, ilk darbe saatinden itibaren şehid ve gazilerimizle birlikte cadde ve sokaklarda omuz omuza, kol kola direnen,  şehidlik ve gazilik payesine ulaşamamış milletimizin sair fedakâr ve cefakâr öz evlatları da iyi tespit edilmeli, tebrik ve takdir edilmeli,  ihtiyaç duyulan hallerde onlar da unutulmamalı, mağduriyetlerine bigâne kalınmamalıdır. 
 
Vitrinlerde ve ön saflarda bulunmayı (tevazularından olsa gerek)  pek sevmeyen milletin bu fedakâr ve cefakâr öz evlatları şayet ihtiyaç duyulan hallerde unutulur da her dönemin adamı şovmen tiplere öncelik tanınacak olursa; endişe ederiz ki bu öz evlatlar, yarın değil tankların önünde, oturdukları evlerin pencerelerinde dahi görülemeyebilir! 
***
Eşit davranmak, adil olmak değildir!
Adalet;  herkese hakkını vermek ve lâyık olduğunu vermektir… 
Adil olmak; herkese hak ettiğinin karşılığı (ne fazla, ne eksik!) tam vermektir. 
Adalet; herkesin ihtiyacı olanı alması, eşitlik ise herkesin aynı şeyi almasıdır.
Hz. Mevlana’ya göre; ağaçlara su vermek adalet, dikeni sulamak ise zulümdür!.. 
 
“Adalet, bir nimeti yerine koymaktır. Her su çeken tohumu sulamak değildir. Zulüm nedir? Bir şeyi yerinde kullanmamak, yeri olmayan yerde kullanmaktır.” (Hz. Mevlana)
 
Vesselam… 
30 Temmuz 2016 / 26 Şevval 1437