Yazı Dizisi VI – Lazlar ve İnanışları

Ahmet ÇİÇEK

 “Lazların Hıristiyanlıktan kalma bazı gelenekleri olmasına rağmen, bunları neden yaptıklarına dair herhangi bir fikirleri yoktur. Bunun dışında bildikleri en eski sülale adlarının, köy adlarının bile ne anlama geldiğine dair en ufak bir fikirleri yoktur ve ne anlama geldiğini sormazlar da. Bölgedeki kilise kalıntılarının da Rumlardan kaldığını, kendilerinin hep Müslüman olduklarını sanırlar. Halbuki Lazlar yüzyıllarca Hıristiyan olarak yasamışlar ve ancak 18. yüzyılda İslamlaşmışlardır. İslamlaşmışlar da denmez gayrimüslim tebaadan istenen vergilerden muaf olmak için din değiştirmişlerdir." Bu sözler ülkemizde Lazların bölücü unsur olmasını hedefleyerek yıllarca bölgede ajanlık yapmış, sözde Lazlarda milli bilinç uyandırma faaliyetleri yürüten Alman casus Wolfgang Feurstein'e ait. İfadelerinden de anlaşılacağı üzere Lazları aşağılayan bir üsluba sahip. Aynı zamanda kendince uydurma bir Laz alfabesi de hazırlayan Feurstein’in bu veryansını casusluk faaliyetlerinde halktan umduğu karşılığı bulamamış olmasındandır. Almanya Lazların isyan dalgası oluşturması için hem kendi ülkelerinde hem de bölgede çok sinsice çalışmış, fakat vatanperverlik duygularını her şeyin üstünde tutan Lazlar bu türden girişimlere asla pirim vermemiştir.

Bu yüzden Feurstein gibi maksatlı kişilerin fikriyatını dikkate alacak değiliz. Fakat bu türden fitnelere karşı duyarlılık kazanma adına fayda gördüğün için değinme ihtiyacı duydum. Ayrıca Lazların kirli emellere karşı tavrının örnek teşkil edeceği kanaatindeyim. Çünkü şimdilerde de bu türden fitne tohumu ekmek isteyen iç-dış mihraklar sinsice çalışmaktadır. Lazlar dünden bugüne devletimizin en tepesinden en alt makamlara kadar hizmet eden binlerce nefer yetiştirmiştir, yetiştirmeye devam edecektir. 
Lazlar tarih boyunca kendi kültür ve inanışlarını yaşatmayı başarmış bir millettir. Aynı zamanda karşılaştıkları medeniyetlerden kendilerine uygun gördükleri kimi detayları benimsemekte mahsur görmediler. İnanç açısından da durum böyledir:
Lazlar bugün Müslüman olmalarına rağmen geçmişlerinde benimsedikleri Paganizm, ve Hıristiyanlığın bazı ritüelleri varlığını hissettirmektedir. 
Söz gelimi konuşma dilindeki birçok ifade Paganizm döneminin izlerini taşır. Mesela ay tanrısı "Tuta" ay anlamında halen kullanılır. Ayrıca Pazartesi gününe de ay günü anlamında "Tutaçğa" derler. Mesela iyilik tanrısı olarak isimlendirdikleri baş tanrı Ğormoti en çok kullanılan ifadelerdendir. Mesela ana tanrıça Şana, güneş tanrısı “Mjora”, yıldızlar tanrısı “Murunsği” gibi simgeler bugün tanrı anlamında kullanılmasa da isimleri kalmıştır. 
Lazlarda yer üstündeki varlıklar iyiliği, yer altındakiler (leta tude) kötülüğü simgeler. Gök cenneti, yerin altı cehennemi ifade eden figürlerle tanımlanırdı. 
Doğu Karadeniz bölgesi kale gibi doğal korunaklarla çevrilemediği için sosyal yaşamı ve çevre güvenliğini sağlayan Ana Tanrıça "Şana" emrinde Dida mangisa, Ona dida, Aneneri, Germa Ǩoçi, Ç'inǩa gibi insan görünümlü mitolojik varlıklardan yararlanılırdı. Aynı zamanda kötülük için insanların etrafını kuşatan Galenişi, Dundo/Dundu, Oburi, Koncolozi, Ağirbasani, Cazi(Cadı) gibi varlıkların olduğuna inanılırdı. Ki günümüzde dahi bu türden inanışlar devam etmektedir.
Hıristiyanlık ritüelleri de canlı olarak Lazlar arasında yaşamaktadır. Sözgelimi Aralık ayına Lazcada "Ğirist'ana" denilmektedir. Bu da Hristos'un yani İsa'nın ayı anlamına gelmektedir. Ayrıca hâlâ şeker bayramında ve kurban bayramında yaşlı kadınlar kırmızı boyalı yumurta dağıtır ki bu Ortodoks Paskalya geleneğidir. Bir sentez olmuştur. Müslüman bayramında Ortodoks yumurtası dağıtmak gibi ya da Pazar’da ölüyü tabutla gömmek de hâlâ yaşayan bir gelenektir.
Lazların İslamiyet'i benimseyişi 17.yy başlarında gerçekleşti. I. Selim (Yavuz) döneminden itibaren bölgede bir süre daha feodal yapı devam etmekteydi. Bu dönemlerde başlayan iskân faaliyetleri ile bölgede Müslüman Türk nüfusu artmaya başladı. Zaman içerisinde İslamiyet bölgede tanındı ve yayıldı. 
Lazlar evlerini dahi yaparken kıbleye göre yön verirler. Her köyünde mahallesinde bolca cami olmasına rağmen türbe, tekke, dergâh gibi mistik yapılara rastlanmaz.