SÜRÜ KARIŞTI

Muhammet MARAP

Yanındaki dostlarını mutlu etmeyenler, gün gelecek düşman sayısını artıracaktır. Karşısındaki düşmanlarını ikna edebilenler de, gün gelecek dost sayılarını artıracaklardır. Vefa bir madde değildir, çürümez. Vefakâr insanlar da, vefa görmek için vefakâr olmazlar. Bir hayat tarzıdır vefa. Sonradan öğrenilmez.
            Tarih boyunca binlerce örnekler vardır ki; dostlarını ihmal etmeyenler mağlubiyet yüzü görmemişlerdir. Yine tarih şahittir ki; dostunu ihmal edip de istikbali kararmayan yoktur. Hele menfaat için düşmanını yakınlarında dolandıranlar er ya da geç hançerlenmiştir. Dostunu da yanında taşımayanlar yalnız kalarak sefil ve rezil olmuşlardır.
            Biz eğitimciler zaman zaman öğrencilere masal anlatır ve sonra da, “bu masaldan ne gibi dersler çıkardınız?” diye sorarız. Herkesin yorumunu aldıktan sonra da, ortak bir sonuç çıkarır, bir cümle ile sonucu tahtanın tepesine yazarız.
            Bugün sizlerle de böyle bir masalı paylaşalım:
            “Çobanın birisi her gün dağda keçilerini otlatırmış. Bir gün sis ve yağmura yakalanınca alelacele keçilerini toplar ve ağılına döner. Sabah kalkınca çok kar yağdığını görür ve keçi otlatmaya çıkamaz. Ama keçilerinin arasında birkaç tane yaban keçisi olduğunu fark eder. Çok hoşuna gider ve yaban keçilerine çok iyi bakar. Amacı kendisine alıştırmaktır. Kar nedeniyle birkaç gün otlatmaya çıkamayan adam kendi keçilerinin yemini kısar ve yaban keçilerini daha iyi besler. Öyle olur ki, kendi keçileri iyi beslenememekten artık süt bile veremez olur. Birkaç gün sonra hava iyileşir ve tekrar otlatmaya çıkar çoban. Çıkar ama akşam olup ağılına dönünce yaban keçilerinin olmadığını fark eder. Çok hayıflanır. ‘Kendi keçilerimin yemini kıstım bunlara verdim ama vefasızlar terk etti gittiler’ der durur kendi kendine. Yine bir gün dağda keçi otlatırken beslediği yaban keçilerden birisine rastlar. Yakalar ve sorar yaban keçisine: ‘-A vefasız o kadar baktım size, niye kaçıp gittiniz ki?’. Keçi gayet ciddi cevap verir: ‘-Sen güvenilir bir adam değilsin. Çünkü, bizi yanlışlıkla sahiplendin ve gerçek sahibi olduğun keçileri aç bıraktın. Yarın başka keçi bulur da bu sefer de bizi aç bırakırsın diye kendi başımızın çaresine bakmaya karar verdik.”
            Aziz dostlarım bu bir masal.
            Eğer masal olarak dinledinizse, gülüp geçebilirsiniz.
            Şayet ders almak gerektiğini düşünürseniz şarjör cümlenizi aşağıya not edebilirsiniz.
            Ama emin olunuz ki, bu siyasette de böyledir, ticarette de, spor da da, her türlü insan yönetiminde de.
            “Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır”. Dostunda kusur arayanında, düşmanı çoğalır. Hele zararından emin olmak için düşmanını yanında taşıyanların yaşama hakkı hiç yoktur.
            Yoksa ne keçinde süt kalır ne de yaban keçin. Bir yalnız adama da çoban denmez, divane denir. İstediğin kadar etrafında keçilerin olduğunu hayal et, akıllı olduğunu kimseye inandıramazsın.
            Siz siz olunuz keçilerinize sahip olunuz. Yoksa adama ‘keçileri kaçırmış’ derler.
Yaban keçilerinden medet ummak!!!