MEMUR MESAİ SAATLERİNİ DEĞİŞTİRMEK; MEMURU DAHA AZ ÇALIŞTIRMAK DEMEKTİR

Serpil TUNCER
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,  kamu çalışanlarını ilgilendiren cumartesi günü devlet dairelerinin açık tutulması, gün ışığından daha fazla yararlanmak ve verimliliği artırmak için mesaiyi saat 6–7 civarında başlatmak için hazırlık yaptıklarını söyledi. Taner Yıldız'a göre yılda 3 milyar kilovat saat elektrik tasarrufu yapabilirmişiz.

        İyi, güzel de sabahın 6’ sında kaç kişi hastaneye, postaneye, ya da herhangi bir devlet dairesine gidebilir. Halk pek tabii ki alışık olduğu saatte resmi dairelere gidecek ve sabahın kör kütük saatinde sinek avlayan memurlar ancak, öğleden sonra yoğun bir biçimde çalışacaktır. Siz, 1–2 milyon çalışanı bu saat sistemine uydurabilirsiniz ama halkın yerleşik bir yaşayış tarzını değiştiremezsiniz. Çalışan, erken yatıp bir şekilde kendini bu sisteme alıştırabilir ama ya yetmiş milyon? Bu sisteme hazır mı dersiniz? Hiç sanmam. Malum, Akdeniz kültürünün evlatlarıyız. Uzak doğudaki gibi erken yatıp erken kalkmak bu kültürde çok olası değil.

       Diyelim ki mesai saatlerini bu sisteme getirdiniz diğer sistemleri de buna uydurmak zorundasınız. Toplu taşıma araçlarını sabah 5 te hazır etmek zorundasınız. Sadece toplu taşıma araçlarını mı? Çalışan, çocuğunu okula,  kreşe ya da yuvaya veriyor. Bu kurumları da yeni saat sistemine göre ayarlamanız gerekmektedir. Sabahın 6 ‘da kaç çocuk kreşe ya da okula gidebilecek. 

        Cumartesileri çalışmaya gelince; Uluslararası Çalışma Normlarına göre belirlenen haftalık 40 saatlik mesai sisteminin içinde yer alıyoruz zaten. Fazla çalışma diğer Avrupa Ülkelerinde aşağıya çekilirken bizde neden yukarıda tutulmaya çalışılıyor anlaşılır gibi değil?

       Su zengini olan ülkemizde baraj yapılabilecek alanlar boş yatırılırken halkın biyolojik saatiyle oynamak çok daha zordur. Biyolojik saati değiştirmek yıllar alırken baraj yapmak sadece aylar alır. Üstelik komşu devletlere enerjiyi satıp para da kazanabilirsiniz.