ADAMI YERLER!

Dünya yönetim tarihi şahittir ki; yönettiği insanlarla takım çalışması yapamayanların başarılı olmaları mümkün değildir. Zira yönetim, yönetilenlerin aksiyon açısından ayarlanmasıdır.
            Hangi hizmet alanında olursa olsun iyi bir yönetici için iyi bir kadro kaçınılmazdır. İyi kadrosunu oluşturamamış yöneticilerin lider olduğuna kimse şahit olamamıştır. Bu devlet yönetiminde de böyledir, şirket yönetiminde de, aile yönetiminde de…
            Ailenin yönetim kadrosunu kuracak olan ev reisi öncelikle eşini seçerken hata yapmamalı. Yoksa alt yönetilenler anlamında çocuklar başına buyruk bir örgüte dönüşür ki; sonuç “yıkılmış yuva” olarak tanımlanmaktadır.
            Şirket oluşturup yönetmeye karar verenler için de durum aynıdır. İşini bilen elemanlarını işi bilerek yönetemezsen iflas zorunlu bir sonuç olarak ayağına kadar gelir. Hem de bağıra bağıra gelir.
            Siyasetçi için de durum aynıdır. Liderliğin bütün vasıflarını taşısanız da kuracağınız kadro sizin ayarınızı ve vizyonunuzu alabora edecekse çok geçmeden alabora olmanız kaçınılmaz olacaktır. Sizi temsil makamında bulunanların sizin gibi düşünmediği bir yönetim anlamsızdır. Böyle yönetimi tercih eden siyasiler belli aralıklarla büyük başarılar elde etmiş gibi görünseler de, zamanla yok olmaya mahkûmdurlar. Ardından ağıt yakacak birkaç kişi teselli türküleri söyleyecektir ama onları da kimse duymayacaktır.
            Bürokratik yönetimde de durum farksızdır. İster şehrin birinci yöneticisi olsun, ister kurumun birinci yöneticisi olsun fark etmez, takımını kuramamış yöneticiler alt tabakanın oyuncağı olmaktan kurtulamayacaktır. Başarısızca gidişleri de kalanlar tarafından fıkra konusu ve alay muhabbeti haline dönüşecektir. Hele alt yönetim işlevlerini tüm ayrıntılarıyla bilemeyen yöneticiler ise çoğu zaman yanlış evraklara imza atacaktır. Yanlışlığın hesabını da üstlerine vermekte zorlanacak ve hesabını da astlarına soramayacaktır.
            İyi de, devlet yönetiminde alt elemanları yöneticilerin atayamadığı malum. Bu durumda devlet yönetiminde istenen kadro kurulamayacağına göre başarı nasıl olacaktır. Esas irdelenmesi ve yöneticilere rehberlik edilmesi gereken mevzu bu.
            Atanmış üst yönetici astlar tarafında beğenilmemiş ise hemen devreye “adam yiyen adamlar” girer ve bir öğünde amirini yer de kenara çekiliverirler. Amirini yemenin zevkini çıkarırken amirine yardımcı olmaya çalıştığı intibaını da vererek onu da mutlu etmeyi ihmal etmezler. Lider vasıfları taşımayan yönetici de kabahati hep başkalarında arar. Yanındaki “adam yiyen adam”ı aklına bile çoğu zaman getirmez.
Bu durumda başarılı olmak için;
                -Yönettiğin kurumu ve bu kurumun hizmet ünitelerini yönettiklerinden iyi bileceksin.
                -Adam yiyen “adam”ları tanımada gecikmeyeceksin.
                -Tanımayı başarabildiğin anda o adam kılıklı canavarı yiyip yiyemeyeceğini de bileceksin.
                -Sistem dışına atamayacağın bu zararlı yaratığı, sistemin dışına atamadığına göre, şerrinden korunmasını ve onu işe bulaştırmadan yönetmesini bileceksin.
                -Bu zararlıya sürekli akıl danışacaksın ama senin doğrularını ona söyletmesini becereceksin.
                -Bütün bunları becermeyecek durumdaki bir yönetici isen,  hiç sıkıntı etmeyecek zevk yapacaksın. Çünkü o “adam” seni zaten yiyecek ve sen de kaçamayacaksın. Gelecekle ilgili planlarını şimdiden yapmaya başlasan kendini mutlu etme hakkını hâlâ kullanabilirsin.
            Bu arada bol miktarda hata yapmanın normal olduğunu unutma. Giderken kırdığın masum gönüllere su serpmeyi ihmal etme. Olur ya bir gün kırdığın bu masum gönüllerin duasına ihtiyacın olabilir. Ama hiçbir zaman unutma, masumlar sana hiçbir zaman ihtiyaç duymayacaktır. Muhtemelen seni özlemeyecekler. Sana laf dinletemedikleri için, adam yiyen “adam”ların başarılı olmalarını içlerine sindiremeyeceklerdir. Haklı çıkmanın basiretinin zevkini çıkarmaktan ziyade seni kurtaramamanın mahcubiyetiyle yaşayacaklardır.
            Makamlara adam atamak birilerinin elinde olabilir ama, liderlik özellikleri insanlara şırınga edilemiyor ki! Ne güzel söylemiş ayaklarına kurban olduğum atam: “boş çuval ayakta durmaz.” diye.
(Bu makale Ağustos-2008’de yazılmıştır. Affınızla nostalji olsun istedim.)
Önceki ve Sonraki Yazılar