ALMANYA’NIN BİKİNİLİSİ

Bir insanı ahmak yerine koymak en büyük hakarettir.
Bu durumu ancak ahmak olmayanlar farkedebilir. Farkedincede intikamı çok şiddetli olur. Gururun ve menfaatin püskülü olan alçakların fırsat bulmakta zorlanması bundandır.
Gezi platformunun sözcüleri devletle görüştükten sonra bir basın açıklaması ile taleplerini ilan ettiler. Bu talepler aslında şifreleri verdi. O çıplaklar, tencereler, protestolar, Almanya’dan, ABD’den gelerek bize özgürlük aşılamaya çalışanlar, ihanetin mezesiydi.
Sosyal eylemlerde “olayları tersten okumak” deyimi meşhurdur.
Kimler alkışladı: Türkiye’yi 500 yıldır yağmalamaya çalışanlar. “Arap baharı”yla Arap ülkelerini talan edenler. Dünya’nın göbeği olan Anadolu’ya sahip olmak isteyenler.
Diğer sözler, ideolojiler, partiler, ve derneklerin tamamı ayrıntıdır.
Gezi platformunun taleplerine gelince:
              1.Kanal istanbul yapılmasın: Bu proje ilk defa 1550 yılında Kanuni tarafından gündeme getirilmiştir. Proje Mimar Sinan ve Nicola Parisi tarafından yapılmış. Ancak savaşlar nedeniyle hayata geçirilememiştir. Cumhuriyet döneminde ise 1990 yılında TÜBİTAK tarafından tekrar gündeme taşınmış, ancak  sadece proje aşamasında kalınmıştır. 1994 yılında rahmetli Ecevit’in seçim vaadleri arasına da girmiş, uygulamaya konulamamıştır. (Bazı yorumlara göre Ecevit’in cezalandırılma gerekçeleri arasında olduğu da söylenir.) Tamamlanması halinde uzmanlara göre Türkiye’ye getirisi birkaç yüz milyar dolar olarak ifade edilmektedir. Bunun Türkiye düşmanları için ne anlama geldiğini konuşmaya gerek var mı?
              2.Üçüncü havaalanı yapılmasın: Bu havaalanı yıllık 150 milyon yolcu demektir ve Avrupa ve Asya’nın hava ulaşımının göbeği olmaktır. Bu büyük ekonomik getirinin Avrupa ülkelerinden özellikle de Almanya’nın elinden alınarak Türkiye’ye kayması demektir. (Merkel bikinili kızı niye gönderdi sanılıyor?) Bu havaalanı tamamlanması halinde Türkiye için getirisi de yüzmilyarlarca dolar para demektir. Açıklamaya gerek var mı?
                3.Nükleer santral yapılmasın: İlk itapta yapılması planlanan üç nükleer santralden biri olan Sinop nükleer santrali Türkiye’nin enerji ihtiyacının %17 sini karşılayacak. Sonrasında iki santral daha yapılacak. Çevreci numaralarıyla açıklanabilir mi? Gelişmiş bütün ülkeler bu santralleri yaparken çevreye dostluk mu yapmaktadırlar?
                4.Hidroelektrik santraller yapılmasın: Bu santrallerin yapılmasını istememek, “enerji üretmemize gerek yok” demektir. Üretmeyen satın alacak. Satın alan fakirleşecek. Anlaşılmayan bir durum var mı? “Ağaçlar kesilecek, çiçekler solacak, sular eksilecek, çevre bozulacak” bahanesi ile enerji üretmekten vaz mı geçelim?
                Sonra ikinci şifreyi Sırrı Süreyya ÖNDER verdi: “Bütün Türkiye ayakta iken kürtlerden niye ses çıkmadı. Birilerine susma sözü mü verdik.”dedi.
                Hatırınzda bulunsun. “Duran adam”dan sonra eylemler değişik biçimlerde devam edecektir. Sakın gafil avlanmayalım.
                Enerji bağımsızlığını istememek vatanperverlik midir?
                Ekonomik bağımsızlığı sağlayacak projeleri istememek Atatürkçülük müdür? Atatürk’ü ne zaman doğru anladılar/anlattılar ki? İnkılapçılık ilkesini bile “darbe” olarak açıklayanların neresi “devletçi”, anlayan var mı?
                “Mesele ağaç değil, anladınız siz!” diyenlerin ne demek istediğini anlamayan kaldı mı?
                İktidarı beğenmemek ayrıdır, devleti beğenmemek ayrıdır. İktidarı devirmek her muhalefetin hedefidir, buna da kimsenin itirazı olamaz. (Bu köşeyi takip edenler bilir ki; yönetimin hataları her zaman ifşa edilmiş ve eleştirilmiştir. Yalnışlıklar olduğu sürece de itiraz devam edecektir) Lakin, devleti devirmeye çalışmanın adı vatan hainliğidir. Vatanını pazarlayan hainler sefalarını sürecekleri toprak parçasını nerde bulacaklar.
                Pazarlayanların ikinci vatandaşlığı olabilir, bizim ne başka vatandaşlığımız ne de başka vatanımız var. Büyük Önder Atatürk’ün; “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır.” vecizesini  bir kez daha hatırlatır, Atatürk’ün ilkelerine biraz daha çalışmanızı bekleriz.
Önceki ve Sonraki Yazılar