Son yıllarda bir özel bir gün, kutlama vb gündeme gelince hemen Tüketim Çılgınlığı akla geliyor ya da başlatılıyor. İhtiyaç mı – değil mi, israf mı – değil mi? sorgulanmadan alış veriş yapılıyor. Aslında hediyeleşmek güzel bir şey. Yanlış olan, hediyeleşmek ya da kutlama denilince akla hemen alışverişin – tüketimin gelmesi.

 

 

Annelerimiz, kutsaldır, göz bebeğimizdirler. Başımızın tacıdırlar. Mutlaka da; hediye almalıyız da...Ama anneler günü geliyor diye, mutfak robotundan oturma gruplarına kadar yoğun bir reklam kampanyası başlatıldı ve daha şimdiden. Gerçi buna kampanya denmiyor, ‘Annenize En Güzel Hediye’ diye sunum yapılıyor. Annelere illa hediye alınacaksa; niye tava – tencere, süpürge, oturma grubu vb öne çıkarılıyor. Anneler günü mü kutlanacak yoksa evde sürekli çalışan birisine yeni bir ürün cihaz mı alınacak? Bir gariplik var. Herkesinde bunu düşünmesi gerekiyor.

 

Fakat; bir güne de sığdırılsa, Anneler Günü Kutlu Olsun. Ama ve güzel olan, her gün Anneler Günü olması.

 

 

Kutlama denilince başlatılan Tüketim Çılgınlıklarına ise TEMA Vakfı Kurucu Başkanı Merhum Hayrettin Karaca’nın, Tüketim Çılgınlığı’na dur demek, vurgu yapmak, dikkat çekmek için söylediği güzel sözü hatırlatmakta fayda var: ‘"Param var ama hakkım yok’"

Sonuç olarak Peygamber efendimizin şu sözüyle konuyu kapatalım.

Bir adam Peygamberimize geldi ve şöyle dedi.

" Ya Resûlellah, savaşa gitmek istiyorum, size danışmaya geldim" dedi.

Peygamber Efendimiz sordu:

" Annen hayatta m?"

" Evet"
 

"Ondan ayrılma, çünkü Cennet onun ayağının altındadır"