Tuncer ERGÜVEN

Tuncer ERGÜVEN

Devlete rağmen ihmaller, sonuçları ve suskunlar

Devlet halkının mutluluğu, esenliği ve insanca yaşamı için çaba harcar.Bunun için bölgelere,illere ,ilçelere kamu görevlileri atar ve onların aracılığı ile hizmetlerini halkına
Sunar.
Hizmetler  için yatımcı ve hizmet üreten ,güvenlik ve adalet sağlayan birimlerle yürütme ve yargı organı yetkililerini ,kanunlar manzumesi içinde hareket etmeleri için yetkili olarak tayin eder.
Yasama organları seçimlerle oluşur.TBMM , il genel meclisleri ,belediye başkanları ve muhtarlar seçimler sonucu göreve gelir ,ancak yetki ve görevleri kanunlarla sınırlıdır.
TBMM ve adına görev yapan denetim organları ve ilgili bakanlıklara bağlı valiliklere bağlı denetim organlarının ve denetimlerinin nasıl yapılacağı yasa ve mevzuatlarla belirlidir.
Konumuz DSİ.  bölgemizde yaptığı taşkın koruma ve önleme tesislerinin başarısızlığıdır.
İlimizde son 20 yıldır yapılan, Çağlayan, Arılı,Fırtına,Hemşin, Güneysu ve İkizdere,Çayeli büyük köy,Musa dağı  havzalarında yaptığı tesislerde 1975-1976da yaptığı Çayeli Kaptanpaşa deresinde yaptığı tesis gibi başarısız olmuştur.
Çünkü Kaptan paşa deresi taşkın önleme projesi yanlış hesaplara dayanırken vadide deki gerçeklerle örtüşmemişti.Maksimum seviyede taşkın hacmi havza planlaması yapılmadığı için yalnız akar sunun 1960 ler da başlayan m3/debi ölçeği baz alınmıştı.Oysa 1971-1972 de yapılan Arhavi Kapisre deresi taşkın önleme seddeleri ve çevre derevasyon kanalları halen hizmet vermeye devam etmektedir.
Bir havzada bu tür yatırım projeleri  yapılırken havza planlamasına etki eden değerlere dikkat edilir.Ülkemizde meterolojik ve iklim değerler ve kayıtlar 100-150 yıllara dayanmamaktadır.Genelde 1960 lar sonrasına dayanan eksik kayıtlardır.Özellikle ana arterlerin dışında kayıt zaten yoktur. Oysa havza planlamasında mevcut kayıtlar dışında proje ve yatırım mahallinde hayatta olan en yaşlıların seller,taşkınlar hakkında gördükleri ve duyduklarına baş vurulup asgari 100-150 yıllık hatta 500 yıllık zaman aralıklarındaki maksimum debilere göre hesaplanır. Üniversitelerde ilgili fakültelerde bu böyle öğretilir ve bunları tam 45 yıl önce DSİ nin o zamanki derslerimize gelen hocalardan böyle öğrenmiştik.
Sanırım DSİ nin proje ve yatırım tekniği anlayışı daha mükemmelleşmiştir.Ancak ne yazık ki ilimizde ki sonuçlar öyle değil.
Çağlayan deresi islahı projesini yakınen takp etmiş birisi olarak, İlçede yapılan koordinasyon toplantısında  Vali-Kaymakam-DSİ yetkilileri ve Parlamenterlerimizin huzurunda çağlayan projesinin yatak genişliğinin, koruma seddesi genişliği ve yüksekliğinin, tesisi güzergahındaki kıvrıklıkların, Kube mevkiindeki köprü bölgesinde daralan  yatak ve 45 derece diklikle gelen sel sularının tesisi deleceğini ,söyledik ve şikayet ettik.Yazılı olarak kaymakamlık makamı ve DSİ yetkililerine müracaat ettik.
Kaymakamlık makamında proje müdürünün yanlışlarını ve yanlılığını ortaya koyduk,fakat DSİ çaldığım düdük ,ben doğru çalarım söyleminde ısrar etti.
Hizmete alınır alınmaz ilk yıl büyük bir onarım gerekli oldu.Sonraki yıl Birit yapıldı,yer yer yükseklikler kazandırıldı.
Bu yıl 30 gün evvelki selde meydana gelen tahrip ,kaymakamlığa  bildirildi, önlem alınmadan tekrar sel oldu ve sedde aksu mahallesi tarafında 3-4 yerden yetersiz kalarak suların zarar vermesine yol açarken bir türlü yapılmayan 3 km güzergahtaki çevre suları ile arazilere ayıldı ve zararlar verdi.
Ancak yağış 2 saat daha devam etseydi Aksu Mahallesindeki üniversite, okullar,yerleşim alanları yok olma tehlikesi geçirecek,çok büyük zararlara sebep olacaktı.
DSİ yetkilileri ve kamu yöneticileri Arılı ve çağlayan bölgesine gelmiş ,DSİ elemanları tamirata başlamıştır.Bizler bu tamirata itiraz etmekteyiz.Çünkü adeta yama yapılıyor ve bu yama 2-3 defa yapıldı tutmadı.
Yapılması gereken seddenin 60 m. genişliğe ulaştırılması , yüksekliğin topuktan sonra 6 m. Ye çıkarılması şarttır.^yerde şahsı tercihlere dayanarak verilen kıvrık hatların düzeltilmesi,genişletilmesi gerekmektedir.
Bunun  için belki yeni arazi istenecektir ve yurttaş tapusu olduğu için yer vermeyecektir.DSİ Fındıklı Arılı deresinde kime sorup istimlak yaparak ödemeler yaptıysa bu alanlarda da istimlak yapabilir.
Görünen ve ulaşılan sonuca göre çağlayan vadisinde yapılan kamu harcamaları ,Valilerimizin,kaymakamlarımızın,yöre sakinlerinin önünde bile bile yanlış yapılmış,ülkenin kaynakları yok edilirken ,vadideki tehlike daha da büyümüştür.
BU durum Fındıklı Arılı  ve Pazar Hemşin Toki evlerinde de farklı değildir.hataların kaynağı DSİ nin proje ve uygulama mantığıdır.Bu tür olaylarda ,Tevekküle sığınmak suçluları ,ihmal edenleri veya bilmeden yanlış yaparak halka ve devlete zarar verenleri korumaktır.
Yukarda somut olarak ortaya koyduğumuz gerekçelerle valilik makamının DSİ nin ilimizdeki yatırımları hakkında Proje –etüt-yatırım safhasında,istimlak  safhasında , hatta tapu ve kadastroda dere yataklarının şahıslara tapu edilmesinde DSİ nin kullanması gereken dere yatağı alanlarında ki tapulama yapan kamu görevlileri hakkında idari ve yasal işlem başlatılmasında fayda olacağı inancını taşımaktayız.
Çünkü çağlayan deresinin 60 m açıklıkta , 3-4 m topuk üzerinden dikey 5 m. lık koruyucu duvar ve sedde yolu ( DSİ nin tesise ulaştığı servis yolu özel mülkiyet olarak tapulanmıştır)ile yapılması, 3 yerde kavisli kıvrılma noktalarının olmaması, Çağlayan Taş köprü ,mansaptaki köprüye kadar laminar akış gerektiren,sürtünme katsayısını en aza indirgeyen bir güzergah belirlenmesi,Aksa mahallesi tarafında daha önce ana artere ulaşırken ,şimdi ulaşamayan 3 km. lık mesafedeki yan suların taşkın anında tahliye olanağı veren derevasyon kanallarının yapılması teknik zorunluluk iken ihmal edilmiş ,ülkenin kanakları kötüye kullanılmıştır.
Önceki ve Sonraki Yazılar