Tuncer ERGÜVEN

Tuncer ERGÜVEN

ULUSALCILIK VE KÜRT MESELESİNE BAKIŞTA ÖZERK BÖLGELERİ OLAN TÜRKİYE

Yurttaş Türkiye cumhuriyetinin bu coğrafyada egemenliği ve bağımsızlığı olan bir Türk devletinin kuruluşunu batı ve orta doğu dünyası hiçbir zaman içine sindirememiştir.
Osmanlı imparatorluğunun dünyada en güçlü olduğu dönemde  kendi hudutları içinde egemen olduğu coğrafyada Araplar üzerinde tam egemen olamamıştır.Osmanlı egemenliğini Avrupalılar,Ruslar,İranlılar karşı çıkarken hudutları içine yer alanlarda bu egemenlikten sürekli rahatsız olmuşlardır.
Biz Osmanlının en güçlü olduğu devirlerde  dünyada rakipsiz olduğu hayalini görürüz. İspanya kıralı nın ,İngiltere kıralı 8.Henrinin, Avusturya-alman Hapsburg hanedanlığının, ve Rusya çarı  büyük Petroya deli Petro ,kraliçesi Katerina ya yakıştırmalar yaparken onların ülkelerini ve hayat tarzlarını Papa ve Katolik hegemonyadan nasıl kurtardıklarını sürekli  gelişiminin sebeplerini okumayı,anlamayı öğrenmeyi ihmal ederiz.
Türk-İslam imparatorluğu olan Büyük Selçuklu İmparatorluğu Abbasileri yenip Bağdat ı işgal etmesinde halifeye kendi adına hutbe okutmuş ve gerçekte Abbası halifeliği ve fonksiyonu orada bitmiştir. Hoca Yesevi –Hacı Bektaşi veli Müslümanlığı anlayışı ile tarihte sahne alan Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçuklularından sonra ayni Türk-İslam anlayışını Osmanlı Devletinde yeşermiş ve İmparator lüğe kadar tekrar taşımmıştır.
Tarihteki Türk İslam devletlerine bir göz atalım.
1) Tolunoğulları (868-905)
Mısırda kurulan ilk bağımsız Türk-islam Devletidir. Devletin kurucusu Ahmet bin Tolundur (Tolunoğlu Ahmed). Abbasilerin Mısır valisi olan Ahmet 868 yılında bağımsızlığını ilan etti. Suriye, Filistin ve Bingaziyi ele geçirerek devletini güçlü bir duruma getirdi.
2) İhşidiler (935-969)
Mısırda kurulan ikinci Türk devletidir. Melikler-Meliki) Muhammed Mısırda vali iken bağımsızlığını ilan ederek ihşidiler devletini kurdu. Onun zamanında ordu güçlendirilerek Suriye, Filistin ve Hicaz ele geçirildi. 969 yılında Fatımiler bu devlete son verdiler.
3) Karahanlılar (840-1212)
İlk Müslüman Türk devleti olarak kabul edilen Karahanlılar Devletini Karluk, Yağma ve Çiğil Türkleri kurmuşlardır.  Karahanlıların en önemli dönemi 934 yılında başa geçen Abdülkerim Satuk Buğra Han zamanıdır. Bu hükümdarın Müslümanlığı kabul
etmesiyle, devlete bağlı Türkler arasında islamiyet yayılmaya başladı. Böylece ilk Türk-islam devletinin kurucusu oldu. 1212de de Harizmşahlar tarafından yıkıldılar.
4) Gazneliler (963-1187)
Devletin kurucusu Alp Tigin Samanoğullarının hizmetinde bulunmuş ve Horasan valiliği yapmıştır. Afganistandaki Gazne şehrine gelerek Gazneliler Devletini kurmuştur (963).
5) Büyük Selçuklular ve Bağlı Devletler
Büyük Selçuklu Devletini kuranlar Oğuzlardır. Bu devlet, adını Selçuk Beyden aldı. Halife Tuğrul Beye Doğunun ve Batının Sultanı unvanını verdi. Çağrı Beyin diğer oğlu Alp Arslan 1064 yılında tahtı ele geçirdi. Sultan Alp Arslan zamanında bütün Azerbaycan, Kuzey Irak ve Suriye birer Türk yurdu haline geldi. 1071de Malazgirtte Bizansla yapılan savaşta Bizans mağlup edildi ve Anadolu kapıları Türklere açıldı. Melikşah zamanı (1072-1092) Selçuklu Devletinin en parlak zamanıdır.  (1157). Büyük Selçuklu Devletide fiilen sona erdi. Fakat Selçuklu ailesinden olanların kurduğu devletler yaşamaya devam etti.
Bunların en önemlileri şunlardır.
* Horasanda kurulan HORASAN SELÇUKLULARI; Devletin başkenti Hemedandı. Harizmşahlar tarafından ortadan kaldırıldı.
* İranda kurulan KiRMAN SELÇUKLULARI; Alp Arslanın yeğeni Kavund tarafından kuruldu. Oğuz saldırıları ve taht kavgalarıyla yıkıldı (1187).
* Suriyede kurulan SURiYE SELÇUKLULARI; 1069 yılında bugünkü Suriye, israil ve Ürdün toprakları üzerinde Atsız ve fiöklü beyler tarafından kuruldu.
* Anadoluda TÜRKiYE SELÇUKLU DEVLETi;
Bu devletlerden başka Selçuklu ailesinden olmayan vali ve komutanlar da bağımsız devletler kurdular. Bunlara Atabeylikler adı verildi. Atabeyler, Selçuklu şehzadelerini eğiten, onların iyi bir devlet adamı ve komutan olmalarına yardımcı olan bilgili kişilerdi.
Atabeyliklerin başlıcaları şunlardır;
* Musul ve Halepte ZENGiLER
* iranın Fars bölgesinde SALGURLULAR
* fiam ve çevresinde BÖRiO/ULLARI
* Azerbaycanda iLDENiZLiLER
6) Harizmşahlar (Harizm fiahlar) (1097 - 1231)
7) Eyyûbiler (1174-1250)
8) Memlûkler (1250-1517)
Eyyûbilerden sonra Mısırda kurulan bir Türk devletidir. Bu devletin kurucusu Eyyûbi ordusunda komutan olan Aybektir.  Yavuz Sultan Selim, Memlûk ordusunu 1516da Mercidabık, 1517de Reydaniye (Ridaniye) savaşlarıyla yenilgiye uğrattı. Böylece Memlûk Devleti yıkıldı ve toprakları Osmanlı ülkesine katıldı.
Bu kısa İslam –Türk tarihi gezintisi hiçbirTürk devleti ve imparatorunun,hakanın halifeliğe özenmediğini ,aksine Tuğrul sultanı halifenin doğu ve batının sultanı ilan etmesi Türklerin o tarihte halifeliğe gerçek olarak bir kenara koyduğunu göstermektedir.Çünkü halifenin İslam devletini ve halifenin İslam devleti liderliğini orada bitirmiştir.Sonrasında Mısırda kurulan Türk devletleri de halifeliğe  pek önem vermemişlerdir.
Sultan Yavuz Halifeliği Memluk sultanından devir almamıştır.Mevcut olan ve itibari olmayan halifeyi İstanbula getirmiş ve İslam dünyası liderliği,Mekke ve Medine koruyuculuğunu almıştır.
Halifelik 1517- 1774 arasında Osmanlıda pek önemsenmemiştir. Anacak Çöküş devrinde Dede-torun sultan Abdulhamit dönemlerinde enternasyonalite kazanmış  ve İslam dünyası sorunları ile ilgilendikçe itibari artarken 1830 lardan itibaren batıya bağımlı hale gelen Osmanlının çöküşünü hızlandırmıştır.Çünkü Osmanlı halifesinin  dini egemenlik alanını kaydırdığı bölgeler batının sömürge bölgeleri idi ve batı Osmanlıya karşı yıkıcı eylem cephesini geliştirmeye başlamış ve yıkımına kadar uğraştığı gibi bugün de aynı paralelde uğraş vermektedir.
1924 den sonra kimin halife olduğu Türk ve Arap dünyasında konuşulur olmamıştır.
Görülüyor ki Türk İslam Tarihinde Türkler İslam bayrağını Taşımışlar, yüceltmişler fakat, Emevi, anlayışı ile değil,Hoca Yesevi- Hacı bektaşı veli-İmamı azam ebu Hanefi anlayışı ile yüceltmişlerdir.Arap ve Muaviye anlayışı ile elde ettiğimiz tek sonuç, Mekke-Medine şeriflerinin ,Suudilerin, Vahabilerin isyanına  katılmalarıdır. Bu eylemle ayni zamanda halifeye karşı İslam dini düşmanları ile işbirliği yaparak  Hem Osmanlıya hem de halifeye isyan etmişlerdir.
Emevi-Abbasi anlayışından itibaren halifelik babadan oğula geçerek ,4 halife dönemindeki önemini kaybetmiş bulunmakta ,devleti idare edenler babadan oğla geçirmişledir.
Türkler ise halifeliği bir dini makam olarak görerek saygı gösterirken tüm İslam coğrafyasında saygınlaştırmışlardır.
Buradan şu sonucu çıkarmaktayız. Din kardeşliği vardır.Fakat Bir millet yaratmaya  yeterli değildir.Dil ve kültür birliği içinde yıllarca Asırlarca beraber yaşamın getirdiği birliktelikler paylaşımlar bir milleti oluşturmaktadır.
Türkler Anadolu ya 1071 de girmemişlerdir. !071 de Alparslan ve Ordusu İslam bayrağı ile girmişlerdir ve Anadolu yu İslamlaştırırken ayni zamanda Türkleştirmişlerdir. Bunu yaparken daha önce Anadolu ya MÖ yıllardan beri Kuzey Anadolu dan geçerek gelen kimmerler,İskitler,alanlar,Sabirler,hunlar,hazar Türkleri,kumanlar-kıpçaklar-çepniler                     ,Peçenekleri vs. Türkleri de Türk dünyası harmanında etnik kavim milliyetçiliği ileri sürmeden ortak payuda olan Türk, İslam ve asya kültürü potasında yoğurmuş ve millet ,ulus yapısına kavuşturmuşlardır.
Kürtlerde bu potada bugüne kadar yaşamlarını sürdürmüşlerdir.Herhangi bir etnik jenositle karşılaşmamış,devletin yönetim stratejisi içinde güvenle yaşamışlardır.Hatta bugün etnik yapısı Kürt olmayan Asya kökenli Türk guruplarının bölgede yerleşenleri de Kürtleşmiştir.
Bugünkü Kürt problemi PKK problemi, aşiret,şeyhliklerden kaynaklanan problemdir.Bu farklı milletlerin problemi değildir. Aksi halde,Türkler doğu Anadolu ya gelmeden Nemrutlar,Asur devleti kalıntıları ve yukarda saydığımız Türklerin ardılları ne oldu? İşte onlarda o bölgede yaşamaktadır. O halde federasyonmuş, özerk bölgeler olacakmış,Türkiye 22 özerk yönetime ayrışacakmış,Kuzey İrak da federasyonun bir parçası olacakmış,Neo Osmanlılık gelişecekmiş,bunları herkes unutsun.
Elbette seçim kanununu değiştirelim, Okullarda Türkçe ile beraber kürtçe de okutalım ,daha önce olduğu gibi isteyen seçme seçilme hakkını kullansın,fakat BU toprakların 3000 yıllık tarihindeki Türk dünyasını yok sayıp tarihte var olmayan milletler topluluğu haline getirip 10 yıl sonra iç savaşla tanışmayalım.
İç savaşta ölecek olanlar ağaların, beylerin, şeyhlerin,seyitlerin,zenginlerin,aşiret reislerinin çocukları ölmeyecek halkın çocukları ölürken onlar yine zenginlikler içinde iş birliklerine devam edeceklerdir.
Dünyada 200 ulus devlet vardır. Diğerleri sömürge devletlerdir. Türkiye ulus devlettir.
.Bu ulus devletteki etnisite sadece Türk olmaya dayanmaz. Kim kime göre Türk tür.Almanya-Fransa-İngiltere,Japonya,Çin,Rusya ulus devlet olmadan taviz vermez iken,bayrakları altında ve hudutları içindeki farklı dil ve etnisite lerle ulus devlet oluştururken biz neden ve kimin için ulus devletten vazgeçelim.
Sorunun sahipleri ayrılıkçı PKK üyeleri ve yandaşlarıdır. Ülkede yaşayan farklı etnisitelerin sorunlarını onların dikte ettirmek istediği şekilde çözemeyiz. Çünkü bu devleti ayrılıkçı Kürtlerle beraber kurmadık.28 ayrılıkçılık isyanın arkasında yabancılarla işbirliği içinde  ayrılıkçılık hareketleri vardı ve doğu halkından destek bulamamışlardır.Bugün dayatma ile neticeye gidilemez.Türkiye bir başka millet veya ülke ile savaş mı yaptı ki mütareke yapsın,veya karşılıklı silah bıraksın.Bu kabul edilemez. Eşkiyalar, ayrılıkçılar bitinceye kadar onlar devlete karşı suçludurlar, bedellerini ödemelidirler.
Barışa ulaşan yollar geçici olarak karşılıklı isteklerin orta noktasında buluşmaktan geçmez.Böyle bir  barış bölünmenin uzun vadedeki sonucun başlangıcıdır.
Eğer devletimizin egemenlinde silah bıraktırılacaksa,ülke  ve bölge genelinde var olmayan demokratik ve özgürlüklerin eşitlik anlayışı içinde çözüme kavuşması arzumuzudur.Fakat bu ülkeyi PKK militanları ve anlayışı ile müşterek yönetime karşı olmaktayız.
Esasen bana göre hükümetin durmak istediği nokta budur.Hükümet hiçbir zaman PKK ve BDP önderlerime gel Türkiye yi beraber yönetelim demeyecektir ve demez.PKK ve BDP aktörleri ve destekleyici iç ve dış yandaşları ne kadar isterse istesin, toplumda ne kadar ajitasyon yaratsalar,baskı yapsalar TBMM ve Hükümeti bu Osmanlıya yaptırdıkları dikte ettirme ve yönlendirmeyi TC hükümetine yaptıramayacaklarına ve hükümetinde yapmayacağına inanmaktayım.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar