Diyelim ki Vaatler İşe Yaradı

 Yeni bir seçimin daha arefesindeyiz… Görünen o ki seçim meydanlarında projelerden ziyade vaat furyaları daha çok gündemimizde…

CHP belli ki bu seçimde strateji olarak vaatleri seçmiş ya da seçtirilmiş. Öte yandan diğer partiler de CHP çizgisinde yol tutmuş görünüyor.

Ekonomik krizlerin tavan yaptığı bir dönemde Genç Parti adına Cem Uzan benzer bir yöntemle seçimlere hazırlanmış ve hatırı sayılır bir oy almıştı. Ülkemizde %7,25 oranında kandırılmaya müsait bir kesim olduğunu varsayan CHP bu kesim ile oy oranını arttırmayı planlıyor.

CHP kendini GPye göre daha şanslı görüyor. GP boş hazineye rağmen vaatler yağdırıyordu, CHP ise dolu bir hazineyi yağmalama vaadi sunuyor. Seçim meydanlarında; "Seçin beni, hepsini size dağıtırım" diyor. Hatta parantez içinde bir detay daha veriyor: "Sadece 4 yıl verin, yeter" diyor. Bir daha ebediyen seçmeseniz de olur diye anlayabiliriz bunu, bir daha seçmezsiniz zaten diye de.

Lale devri 12 yıl sürmüştü ama Kılıçdaroğlu 4 yılda daha konforlu bir zenginlik yaşatmayı vaat ediyor. Ya sonrası… 4 yıl sonra ne olacak? Yeni bir Patrona mı bekleyeceğiz?  Hatırlatmak isterim; tecrübe ile sabittir ki bu günün patronları Patrona kadar da insaflı değildir.

Mirasyediden mal alan kazanır, derler. Çünkü malında emeği olmadığı için kıymetini bilmez. Böyle bir zihniyetle ülke idaresine talip olanlardan Allah milletimizi korusun.

Varsayalım ki bu vaatler sebebiyle CHP iktidara geldi ve sonrasında; koalisyondayız, istediğimiz gibi hareket edemiyoruz gibi uyduruk mazeretlerle kıvırmaya başladı. Ne olacak? Milletimiz eline vur, ekmeğini al zavallısı değil artık. Hak ve hukukunu takip eden bir milletiz çok şükür. Vaatlere inandığı için değil, vaatlere mahkûm etmek için CHPyi iktidara getirse sonuç ne olacak?

Bir de milletimize sormamız gerekir. Varsayalım ki CHP iktidar oldu. Dört yıl boyunca har vurup harman savruldu. Ekonomik dengeler alt üst oldu. On üç yıllık kazanımlar kül oldu gitti. 4 yılsonunda Kılıçdaroğlu; "Ben sözümde durdum. Hepimiz fakirleştik ama 4 yıl ağalar paşalar gibi yaşattım sizi. Ama artık bana müsaade. 4 yıl bitti." dediğinde ne diyebileceksiniz? Daha fenası, bunca kazanımları çarçur edildikten sonra yeniden AK Partiye gel kurtar bizi diyebilecek miyiz? Belki deriz ama bu pek adil bir şey olmaz.

Osmanlıyı bitiren en güçlü dinamit mevcudu tüketme hevesidir. Ocak devlet içinken devlet ocak için oldu ya, iş bitti orda. Yeter bu kadar kazandıklarımız, artık sefamıza bakalım dedik ya, iş bitti orda. Gemi yan yatmadan devr-i lalede üç günlük saltanat sürdük ya, iş bitti orda.

Devlet kendini zenginleştirmek için vatandaşını fakirliğe mahkûm ederse zalim bir devlet olur. Kendini fakir bırakır, vatandaşını zengin ederse uşak olur. En güzeli devletimizle birlikte zenginleşmek. Bu da vaatlerle değil, projelerle olur. Gelecek vizyonuyla olur.

Ey milletim! Dikkat et, AK Parti dışında gelecek vizyonu olan bir başka parti yok. Dikkat et, ekonomi elinde olduğu halde vaat furyasına katılmayan tek parti AK Parti. Bu sorumlu duruşun göstergesidir.

AK Parti'yi iktidardan etmek pahasına bir araya gelmeleri imkânsız görünen merciler bir araya gelmişse bu işi organize eden bir yabancı el görürüm. Ve bu el benim yönümü, yolumu tayin eder.

AK Parti'de kusurlar varsa ki var, metal yorgunluğu varsa ki var. Fakat Yeni Türkiyeyi inşa etmek için kollarını sıvayan, hizmetleriyle ülkemize level atlatan bu hareketi derleyip toplamak da, motivasyonunu dinamik tutmak da milli çıkarlarımız adına milletimize düşen bir vazifedir. Vefa bunu gerektirir.

Bilmem siz ne düşünürsünüz?

Önceki ve Sonraki Yazılar