Seçim bitti. Tablo ortada. Şimdi ne olacak?

 Kalem ehli insanı yazıdan alıkoymak ne mümkün. Kırık elimle yazıyor, gündemlerimdeki onca sorun ve işlerin arasından sıyrılıp tarihe bir not düşmek istiyorum.
Hayırlısıyla 7 Haziran seçimlerini geride bıraktık. Ortaya çıkan tablo ibretlik gerçekten. Herkes memnun, herkes üzgün. 
7 Haziran seçimine Kutsal İttifak bloğu temelde iki hesap üzerine hazırlandı. Birincisi; HDP'yi parti olarak meclise sokup barajın üstüne çıkarmak suretiyle AK Parti'yi iktidardan devirmek, ikincisi; vatandaşın cebine ve midesine yönelik vaatlerle seçim sürecinin gündem kontrolünü sağlamak suretiyle AK Parti oy oranını mümkün mertebe aşağı çekmek… Tablo gösteriyor ki hedeflerini tam tutturamasalar da bu seçimde derslerine iyi çalışmışlar. 
Hedeflerini tam tutturamamalarının bana göre temel iki nedeni var. Birincisi; milletin bu kirli işbirliğini teşhis ve tespit etmiş olması. İkincisi; bu işbirliğini bertaraf etmek üzere sahaya çıkan Erdoğan faktörü.
Bu seçimin şu anki görüntüsüne bakarak; millet bir mesaj verdi, görüşüne ben katılmıyorum. Ortaya çıkan bu tablodan millet de memnun değil. Bugün yine sandık kurulsun, sonuç koalisyon çıkmaz. Kantarın topuzu biraz şaştı desek daha doğru olur.
Azıcık kamuoyu yoklaması yapan, seçim öncesinde de milletin mesajını bilirdi. Millet, yine AK Parti iktidarını istiyordu ama hani halk tabiriyle birazcık burnu sürtülsün, her defasında ona sahip çıkan milletine gerektiği gibi sahip çıksın gözetsin, bir şeylere karar verilirken temayüllere ve çeşitli görüşlere daha çok itibar etsin, devletle birlikte millet de zenginleşsin, başta üniversite mezunları olmak üzere işsiz genç kalmasın gibi gerekçelerle bir mesaj vermek istiyordu.
Fakat hesaba katılmayan şey Kürt kökenli seçmenler oldu. Daha evvelki seçimlerde AK Parti, Kürtleri temsil edebilecek oy oranlarına sahipti. Belli ki Kürt seçmenlerimiz tıpkı MHP gibi etnik meşrepli bir partinin meclise girmesini istedi. Baraj konusunda oluşturulan algı sebebiyle bunu riske etmeme adına beklenenden çok daha büyük bir destekle HDP'yi meclise taşıdı. 
Kürt seçmenlerin oy tercihi bir bakıma anlayışla karşılanabilir ama öte yandan ortaya çıkan bu sonucun bir mesajı da Doğuya ne kadar hizmet yapılsa da bunun sandıkta bir karşılığı yok şeklinde olmuştur. Bu tablo bundan sonrası için referans teşkil edebilir. Çünkü, gerek çözüm süreci olarak, gerek kalkınma ve bölgeye dair pozitif algı olarak Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimize altın çağını yaşatan AK Parti olmuştur. AK Parti açısından sandığın en şaşırtıcı sonucu bu tezat olmuştur, kanaatindeyim. 
CHP her ne kadar HDP benim emanet oylarımla meclise girmiştir dese de bunun kendi oy oranını izah için bir bahane olduğunu biliyoruz. Ama ben yine de hakkını teslim edeyim. Seçim sürecinde yürüttüğü kampanyanın etkisi sonuca yansıdı. Eğer o kampanya olmasaydı şimdiki oranını da bulamazdı. Yani HDP barajı da aşsa AK Parti CHP sayesinde yine tek başına iktidar olurdu. HDP'nin de işi zor. Her kime selam verse seni ben meclise soktum borcunu hatırlatacak. 
Seçim bitti. Tablo ortada. Şimdi ne olacak?
AK Parti, bence bu tabloya göre muhalefette yer almayı tercih etmelidir. Tabi; kazanımların kaybedilmesinden endişe ediyor. İştahla ülkemizin düğmelerine dokunmayı bekleyen iç ve dış mihraklardan endişe ediyor. Hainliği tescillenmiş olan paralel örgütün vesayet damarlarına çöreklenmesinden endişe ediyor. Yeni bir ittihatçı sersemliğinden ve yolsuzluk dalgalanmalarından endişe ediyor. Ve bu yüzden iktidardan büsbütün çekilmeyi milletine reva görmüyor. 
Ama güçlü, etkili, nitelikli bir muhalefet anlayışıyla eğriye eğri, doğruya doğru çizgisinde kazanımları korumak ve mevcut projelerin tamamlanmasını sağlamak koşuluyla muhalefette kalması dik duruşun ve milli iradenin gereğidir. Daha yükseğe zıplamak için bazen olabildiğince aşağı eğilmek gerekebilir. Muhalefetin de bir hizmet aracı olduğunu Türk siyasi tarihine ispat etmek de AK Parti'nin harcı olsun. Burada uzun tutmamak için ayrıca bir yazıda güçlü, etkili, nitelikli bir muhalefetin nasıl olabileceğini yazacağım inşallah.  
AK Parti'ye karşı oluşturulan Kutsal İttifak bloğunun üst aklı, bütün stratejisini AK Parti'yi iktidardan düşürme üzerine kurmuştu. Eğer bundan ötesini düşünmemişlerse vay hallerine. Ötesini bilemem ama çok yakında uyduracakları yeni bir senaryoya kendi kitlelerini inandırıp üçlü koalisyon kuracaklarını tahmin etmek zor değil. Kurmalılar da zaten. Kuramazlarsa bu, milletle dalga geçmek olur. 
Koalisyonunuzu kurunuz. Ülkemize geri vites attırmadan vaatlerinizi bir bir yerine getirin. (Her birini not almışım.) AK Parti'nin olamadığı kadar siz adil olun. Kimseye kul köle olmadan, itibarımızı yükselterek tüm dünya devletleri ile sıfır sorunlu bir dış politika oluşturun. Paralel örgütün maşası olmadığınızı ispat edin. İşsizliği bitirin. Ev hanımlarına maaş bağlayın. Ama öyle hazinelerimizi çarçur ederek değil tabi kaynaklar üreterek. Her yıl ülkemize yeni büyüme rekorları yaşatın.
Yok eğer bütün bunlar yerine millete hayal kırıklığı yaşatırsanız bir dahaki seçimlerde barajı tek bir parti geçer, bilesiniz. Bir daha 2071'e kadar meclis yüzü göremezsiniz. Tarihe gömülürsünüz.
Ona göre… 
 
Önceki ve Sonraki Yazılar