ÖĞRETMENİN YÜREKLERİ YANIYOR

“Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” vecizesi bir memleketin istikbalinin şifrelerini vermeye yeter aslında. Anlamak isteyenlere de istemeyenlere de bu cümle yeterlidir. Öğretmene ihanet, çoğu zaman iyi niyetlerle yapıldığı bir gerçektir. Aslolan; “ihanet”in ne demek olduğunu anlayabilmektir.
            Eğitimcisini eğitemeden memleketini mamur eden millet yoktur. Hangi millet tarihten silinmiş ise, bilinmelidir ki bu milletlerin tamamının esas zafiyeti eğitimci mahrumiyetidir.
            İnsana aşkı da nefreti de eğitimci şırınga eder. Bir milletin vatanına aşık olmasını da vatan hainlerinden nefret etmeyi de eğitimci bilinçaltına kazır. Ancak, eğitimli eğitimcidir bu işi en iyi yapan. Eğitimciyi de eğitimcilerin eğitebildiğini hesaba katarsak, eğitim işini kavrayamamış milletlerin tarih olacaklarını her kulakları ve gözü olan anlayabilecektir.
            Niyet ne olursa olsun, bugünlerde öğretmenler çokça örselenir oldu.
            Üç yılda bir sınav yapılacakmış: Buradan kasıt kesintisiz hizmet içi eğitim ise ne güzel. Eğitebilmenin tüm detaylarının anlatıldığı; anlatırken, anlatanın da dinleyenin de yararlanabildiği bir eğitim. Kafasına vura vura değil de gurup içi gelişimi sağlayabilecek bir beyin fırtınası olacak şekilde. Bu üç yılda bir sınav haberi öğretmenleri ciddi rencide ettiğini eğitimci olmayan nasıl anlayacak? Böyle haber yapılmasına sebep olanların daha dikkatli konuşması gerektiği nasıl unutulur?
            Üç ay tatil fazlaymış: Allah aşkına biz başka dünyada mı yaşıyoruz? Hangi öğretmen 3 ay tatil yapıyor? İki aylık tatilini bile kendine ayıramayan öğretmeni öğretmen olmayan nasıl değerlendirir? O tatil boyunca bile gelecek senenin eylemlerinin ve hazırlıklarının yapıldığını öğretmen olmayan nerden bilecek?
            Haftanın 7 günü işbaşında olunacakmış: Ne 7 günü azizim. Öğrencisini gece bile aklından çıkarabilen öğretmen var mı? Resmi mesai dışında hiç öğretmen muhabbetini dinlediniz mi? Hepsinin ortak muhabbet konuları öğrencileridir. Öğretmeni beğenmeyen, öğretmenlik yapmayan bunu nereden bilecek? Mesaisinde yaptığı işi beyniyle ve dosyalarıyla evlerine taşımak zorunda kalan kaç meslek vardır?   Mesleğinin ağırlığıyla yatağında bile yorulan bir öğretmeni, öğretmenlik yapmayan nasıl değerlendirecek?
            Evde 2 çocuğunu idare edemeyip de tatilin erken gelmesinden şikâyet edenlerin 40 öğrenciyle eğitim yapan öğretmeni eleştirmesinin açıklaması nedir? Bu eleştirileri haklı bulabilecek kadar durumdan habersiz büyük adamların neresi büyüktür, bilir misiniz?
            Başkasının çocuğunu büyük bir zevkle tuvalete götürdünüz mü hiç?
            Başkasının çocuğunun burnunu kendi mendilinizle silerken “yerim bu ballı burunu” diye bir çocuğu sevindirdiniz mi?
            Evde istediğini bulamamış ve hüzünlü bir çocuğu hayatınızda hiç sevindiniz mi?
            Paradan daha değerli varlığınızın varlığından haberiniz var mı? Bu varlığınızı başkasının çocuğuyla paylaştığınız oldu mu?
            Hiçbir zaman unutamadığınız öğretmeniniz oldu mu? Olduysa niye unutamadığınızın sırrını çözebildiniz mi? Olumsuz öğretmen hatıralarınızın nerden kaynaklandığını hiç yorumladınız mı?
            Milli veya dini eğitimde zafiyet anarşi yumurtlar. Ahlaksızlığı yaygınlaştırır. Vatan aşkını kaybettirir. Gününü gün eden nesiller çoğaltır. İtiraz edebilen var mıdır?
            Eğitimcilerin ve eğitimciliğin genleriyle oynamanın ne demek olduğunu anlayamayacak kadar acemiysen ne iş edersin beyim?
            Motivasyonun ve moral dünyasının dağıldığı zaman vatanın dağılacağını bilmiyorsan ne işin yaparsınız?
            Eğitilmeyen insanları öldürmekten yorulmadınız mı? Eğittiklerinizi eğitmediklerinizin elinden alamıyorsunuz, görmüyor musunuz? Eğitimcileri hor görerek ne kazanacağınızın hesabını iyi yaptınız mı ağam? Eğitimciliğin denetlenemeyeceğini kimsecikler öğretmedi mi size? Eğitemediklerinizin sorumluluğunu üzerinize alamıyorsanız, hesabı vermek üzere kasaya yanaşacaksınız, bilmiyor musunuz? Unutmayın ki bu hesap vatandan ödenecektir, babanızın kesesinden değil!
            Öğretmeni üzmeseniz iyi edersiniz.
            Öğretmeni ağlatmasanız güzel olur.
            Öğretmeni küstürürseniz biteriz, bilesiniz!
            Bir öğretmenin “Ruhumdaki düğümler fazlasıyla sıkı. Kimsenin onları çözecek kadar ince tırnakları yok. Ben ise çoktan vazgeçtim tırnaklarımı uzatmaktan.” diye yakınması sizlere kötü bir şey hatırlatıyor mu?
            Herkese duyurulur: Öğretmenin ciğerleri yanmaktadır ve bu yangın herkesi yakabilecek kadar büyüktür. Desteklemesi gerekenlerin örselenmesinden. Motive etmesi gerekenlerin eleştirmesinden… Mutlu etmesi gerekenlerin mutsuzluk aşılamasından… Çok daha kötüsü; anlaması gerekenlerin anlamamakta ısrar edişinin azabından.
Öğretmenini ağlatarak gülen millet olamaz.
Önceki ve Sonraki Yazılar