Yunus Dümen isimli yazarımızın yazısını paylaşmak istedim. Günümüzü tarif ederken son noktasına kadar imzamı atıyorum. Durumun vahim olduğu inkâr edilemeyecek kadar gerçektir.

‘’Nedir bu kepazelik? Nedir bu aymazlık? Nedir bu rezillik?

Terörist başı bebek katili “Kurucu Önder” ilan ediliyor. Ankara! Sessiz…

Tom Barrack isimli “İhanet Elçisi” Türkiye’yi kastederek İsrail’in güvenliği için “Ulus Devleti” yıkacağız diyor. Ankara! Bu kahpeliği duymazdan geliyor…

Barzani denen peşmerge soytarısı, Şırnak İlimizde egemenliğimizi hiçe sayarak “İT’leri ile silahlı gösteri yapıyor. Ankara! Suskun…

Aslan Tatar isimli MV soyunu inkâr edercesine Peşmerge şarlatanlarına övgüler diziyor. Ankara! Sağır…

Bese Hozat isimli “Dağ Yosması” “PKK kadroları af istemiyor. Biz suç işlemedik; soykırım altındaki bir halkın varlık ve özgürlük mücadelesini verdik” diyerek, Türk milletine meydan okuyor, Ankara! Dilsiz…

TBMM de devletten maaşlı “Etnik Bölücüler” Türk ordusuna ve Mehmetçiğe hakaret ediyor,

Ankara! 1918 yılının İstanbul’u gibi…

İHANET Cami duvarını değil Caminin içini pisletiyor. Ankara! Vurdumduymaz…

Ey TÜRK! İhanete sessiz kalmak, İhanete destek vermektir!

Ey Türk! Bu olanları ne zaman idrak edeceksin? Ne zaman harekete geçeceksin? Ne zaman uyanacaksın? Ne zaman gün bugündür diyeceksin?

Yoksa! Bir GENÇ POLİSİMİZİN FERYADINA sığınacak kadar aciz misin? Ayağa kalk doğrul! Ses ver ki; tüm işbirlikçiler sussun…

Ne diyor şair:

“Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”