ATATÜRK ÖLDÜ!

“-Atatürkçüyüm desem günah mıdır, hocam?”
”-Atatürk’ü sevmem desem sevap alır mıyım?”
“-Atatürk’ü anmak doğru mudur?”
“-Atatürk din düşmanı mıydı?”
“-Atatürk müslüman mıdır?”
Ve daha bir yığın benzer soru.
İYİ DİNLE;
Sıcak odasında namaz kılmaya üşenen adam!
Allah’ın kitabını cenazeden cenazeye, ramazandan ramazana hatırlayan yiğit!
Allah’ın kitabında ne yazdığını merak etmeyen filozof!
Hayatın; eğlenceden, internetten, televizyon izlemekten, mecazi aşktan ve başkalarını ölçüp biçmekten ibaret zanneden sosyolog!
Dünyanın partilerden ve idollerden ibaret olduğunu düşünen siyaset uzmanı!
Osmanlı ile iftihar edip, sonrasının nasıl şekillendiğini senden olmayanlardan dinleyeren tarihçi!
Yaşamadığın dinine dil uzatanlara kızan ve köpüren kabadayı!
ŞU SORULARA CEVAP VERİR MİSİN?
1.       Atatürk’ün bir Osmanlı paşası olduğunu bilir misin?
2.       Atatürk’ün din adamı olmadığından haberin var mı?
3.       Sen hiç ölümü burnunun dibinde buldun mu?
4.       Anadolu’yu kaptırmamak için yârdan ve serden vaz geçtin mi?
5.       Yolunu şaşırdığında sana yer tarif eden ateiste/gâvura teşekkür edersin de, evinden, eşinden ve canından vazgeçip sana yaşayacağın toprak ikram eden ayağı öpülecek yiğitlerin komutanına söyleyecek hiç mi güzel sözün yoktur?
6.       Neredeyse bütün enerjini iftiharla ikram ettiğin ve alkışa doyamadığın kişileri Allah’ın da alkışladığından emin misin?
7.       Övündüğün ama yaşamakta zorlandığın dinini yaşayabileceğin vatanın savunma ve kurtarma komutanına zahmet buyurup da bir teşekkür etsen kâfir mi olursun?
Sosyologlar der ki; olayları ve kişileri yaşadıkları zamanların şartlarına göre değerlendirmek gerekir. Şahısları, işledikleri günahlarla değil,sağladıkları fırsatlara göre ölçmek gerekir. Sen sefa içindeyken cefa çekmiş insanları değerlendirmeye kalkacaksan; “vefa”yı unutmayacaksın.
Zor zamanda susmuşsan, kolay zamanda yiğitlik denemesi yapmak abestir. Unutmayacaksın ki; böyle eylemler her zaman intikamı tetiklemiştir.
İslam coğrafyasının ikinci vazgeçilmez merkezi olan Anadolu’nun müslüman vatanı kalmasındaki katkıların nedeniyle sana minnet duyuyorum ey Mustafa ’m.
Nefesini teslim edip de benim nefes almamı sağlayan yiğitlere komutanlık yapma şansını yakaladığın için sana saygı duyuyorum Paşam.
“Allah!” derken,”Muhammet!” derken neler hissetiğini bilemiyorum. Lâkin, ben rahatça “Allah!” ve ”Muhammet!” diyebiliyorsam bunda muhakkak katkın vardır, sana peygamberimin adını verenlere vefasızlık yapamam,  seni saygıyla selamlıyorum Komutanım.
***
Sizin ne düşündüğünüzü bilemiyorum ama, bize hocalarımız vefayı böyle öğretti. “Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik.” dediler, biz de itiraz etmedik.
Atatürk büyük bir komutandı ve öldü. Asil görev; O’nun komuta ettiği ordunun koruduğu ve emanet ettiği Anadolu’yu, onların ruhunun yaşayabildiği vatan toprağı olarak yaşatmaktır.
Bize, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü minnet ve rahmetle anmak yaraşır.
Gayrisi teferruat...
Önceki ve Sonraki Yazılar