Tuncer ERGÜVEN

Tuncer ERGÜVEN

ÇAY SEKTÖRÜNDE FİNASMAN SORUNU NEDEN ÇÖZÜLEMİYOR


Bölgemizde çay sektöründe finas sorunu çay teşkilatının tekelden ayrılıp çay kurumu yani önce idt sonra kit haline gelmesi ile baş gösterdi.
 
çaykurun kuruluş sermayersi yetersizliği ile beraber işçiliği –yaş yaprak fiyatının –satış fıyatının
hükümetlerce belirlenmesi kuruluşun radikal işletme kararlarını almaya imkan vermemiştir.daha henüz işin başında,
1977 itibariyle sermayesinin 2/3 kaybedilmişti.
hazine çaykurda hükümetlerce sebeo olunan ekonomik boyut hazine tarafından bono veya nakitle karşılanmıştır.
 
12 eylülde 1981-1983 yükleri eldeki 1980 sonu stokların yerine üreticiden çay alınmayarak 300 000 ton yaprak tarlada bırakılmış ve finansman üreticiye yüklenmiştir,kurum korunurken 5000 işçide sokağa bırakılmıştır.
12 eylül hükümeti konseyine brifin hazırlayan ve brifing vererek tedbirleri yazanlar bunları çok iyi hatırlayacaklardır.örneğin hamit vanlı bey genel müdür yardımcısı olarak çaykurun 12 eylül dönemindeki uygulamalarının mimarlarından biridir.
çünkü o gün ülkeyi yönetenler kurum yöneticilerine şunu sormuştur.neden zarar ediyorsunuz ? onlarda siyasi hükümetler kötü yaprak aldırıyor,fazla işçi çalıştırtıyor ,fazla yaprak aldırıyor,planlanan 18 fabrikayada gerek yoktur demişlerdir.
en önmemli tedbirleri konsey bildirimi olarak yayınlanırken bir yaprak tablosu çizilmiş ve %100 saf,yani hiç hata payı olmayan yaprağın toplanması istenmiştir.bu uygulama sonucu 1980 deki 485 000 ton yaprak 180 000 tona düşünce bakın biz bölgede kaliteli yaprak aldık ,yaş çay hırsızlığını önledik demekten kendilerini alamamışlardır ( yer çaykur.özala ver,len brifingte çaykurun savları) .
bunlar yetmezmiş gibi 1976 5 yıllık planda planlanan 18 fabrıkanın ihale edilenleri hariç yatırımdan çıkarın çünkü ham madde yok demekten imtina etmedikleri için çaykur bugün 1200 ton/gün yaprak işleme fabrikasından mahrum olmuştur.
 
plansız ,hazırlıksız , kişiye endeksli özelleştirme politikalarının ilk kurbanı çaykur ve çay çiftçisidir.fakat çiftçi hükümetin yetkili bakanının
bir fabrika açılışında bu yıl özel sektörle 10 fabrika teşviği verdik 6 ayda yaptık ,oysa çaykur bir fabrikayı 4-5 yılda yapıyor,çaykuruda özelleştireceğiz dediği zaman orada bulunan üreticiler elleri çatlayana kadar bakanı alkışlıyorlardı.
 
1985 den itibaren çay sektörü karma sektör haline gelince bir iki firmaya büyük finas desteklerı sağlanmasına rağmen bu iki firmanın ödemeleri 2-3 sene sonrasına sarkmış ,bir yıldan önce üreticiye para ödenmez hale gelerek özel sektör devletin çaykura verdiği desteğe karşılık zorunlu   destekvermiştir.
 
ayni dönemde yaprak fiyatlarını ve alınacak standardı devlet belirlerken işçilikleri ve satış fiyatlarını da devletin belirlemesi sonucu serbest pazar ekonomisi oluşmamış ve 1992 yılı başı itibariyle
çaykur 19 milyon dolar yükü altında iken özel sektördeki büyük firmlarda 2-3 yıllık yaş yaprak bedeli ödememişlerdi.
 
1996 da çaykurun 18 milyon dolar borcuna karşılık stoklarında sevkiyat bekleyen sözleşmeleri yapılmış 45 000 ton çay maliyet artı %%10 karla satılmış 6.5 trılyon tl, sı haziran 1996 da hesaba girmiştir.
ancak 31.12.1995 bilançosunda yer almayan bankalarla yapılan hukuk dışı protokolla icad edilen 4.5 trılyon kadarı kime niçin neden ödendiği belli olmayan ve hazine kaynaklı bonolarla çaykur 35 trılyon borçlandırılarak 20 tirlyon borç ödemeis ile övünülmüştür. hesaplarında olmayan karşılıklı teyid beyanlarına dayanarak yapılan bu ödeme yüksek denetleme kurulunca yolsuzluk usulsuzluk intibai verdiği için başbakanlık teftiş kuruluna verilmiştir. teftiş ve inceleme sonucubulunan hukuk dışı bulgulara 3 lü koalisyon dönemi başbakan yardımcısı başbakana giderek ‘’ ben bu işin neden yapıldığını biliyorum.genel müdürün suçu yok ‘’ diye eceviti ikna ederken ,genel müdür çay tv ekranlarında ‘’ ellerimkırılsaydı da o mutabakatı imzalamasaydım ‘’ diyerek figan ediyordu.
4,5 -5 trılyon tl kadar fazla ödemeye başbakan erbakan inceleme başlatmıştı,fakat sonuç ödemeyi yapanların koalisyonunda çözülür. sonuç raporuna göre ödemeler çaykurun zararınadır ve zararlar meydana gelmiştir,fakat o genel müdür aftan istifade etmektedir.çaykur bu tür ödemeler yaparsa ağır cezai müeeyideleri olacağından tedbir almasını,başbakanın uygun görüşü ile dosyanın kaldırılmasını istemiştir.bunun adı ,başbakan yardımcısı gidiyor derdini,ilgisini anlatıyor ,başbakan genel müdürveyabakanların menfaat temin etmöediğine ikna oluyor(burasi doğrudur),çünkü paralar bankalara kaydırılıyor.ve rize ye gelinip çaykuru kurtardık nutukları eksik olmuyor.
 
1996- 2002 sonu itibariyele verilen hazine bonları ile banka kredileri ,tekel bayilerine verilen fiktif satış işlemleri ile desteklenen çaykur 2003 yinede 75 trılyon civarında bir dış borçla girmiştir.
bu borç ve yeniden gerçekten yapılandırma 2003 yılı hükümeti ,akp hükümetince yapılmıştır.
 
çaykur tarihinde daha önce hiç yapılmamış olan gerçek kaynak desteği ve finans yapılandırması akp hükümeti döneminde yapılmıştır.
 
başbakan sn. erdoğan ve akp hükümetleri döneminde çaykurun 2002 den gelen tüm borçları nakit girişi ile ödenmiştir.
2003 yılı fınans açığı ihtiyacı olan 275 trilyon tl .nin 225 trilyon tl. yine sermaye olarak kullanılmak üzere nakit olanağı sağlanırken ihtiyaç olan 50 trilyonunda zamlarla karşılanması için destek verilmiştir.
ayrıca stoklarda bulunan   90 000 tona yakın bedeli ödenmiş mamül çayın piyasaya arz edilmesi için her yıl 10-15 bin tona tekabül eden yaş yaprağın üreticiden az alınarak kurum desteklenmiştir.
 
akp hükümetinin ilk döneminde kuruma sağlanan kaynak nakit girişleri ve stoktaki bedeli ödenmiş çayların maliyet girişleri ile toplamı 600 milyon ytl. civarındadır. bunun anlamı şudur.hiç brcu olmayan ,hükümetinden her türlü desteği ,fiyat ayarlama yetkisini alan ilk ilgili bakanlık,ilk genel müdür ve yönetimidir.
2010 yılı sonunda son 5 günde diğer yıllarda olduğu gibi kaç ton mal nasıl satılmıştır ,kim almıştır,hangi iskontolarla işlem görmüştür,kdv leri nasıl ödenmiştir,mallar ocak şubat ayında nasıl sevk edilmiştir,ocak,şubat mart aylarında çaykur neden çay satamaz,ancak çay satamazken aralık ayının son 5-6 günü satılan çaylar bu alıcılara nasıl satılır.tüm bunlar ne kadar doğrudur,kimler evrakları nasıl düzenler.bu satışlardan çaykurun bügünkü yöneticileri haberdarmıdır.yoksa hükümetin çaykura sağladığı muazzam kaynak buharlaştıktan sonra 250 milyon tl kadar finans açığı varsa bu konuda açıklama yapacak kimse yokmudur?
 
2002-2011 kadarki süreçte hükümetler piyasa koşullarına göre kurumun zam taleplerini rağmen son 2-3 yıldır 250 milyon tl. lere varan finas açığı ortya çıkarken çaykur her yıl aralık sonunda rekor satışlar yapmış , ocak-şubat-martta da satışlar cüzi değerde kalmıştır.
sonuç olarak akp hükümeti ve sn. başbakanımızın çay üreticilerine sağladığı kaynaklar nasıl buharlaştı ,kim buharlaştırdı merak etmekteyiz.
2011 yılına kadarki son 10 yılın mercek altına alınmasını merak etmekteyiz.sn.eski bakanımız ve hemşehrimiz ,genel müdürümüzün bu ayrıntıları bir müfettişe değil 3 kişilik baş müfettiş heyetini görevlendirerek başbakanımıza yakışır bir inceleme yaptırmasını beklemekteyiz.
nasıl oluyorda 25 aralığa kadar satılamayan çaylar 31 aralığa kadar 10-25 bin ton üretiliyor,nakliyeleri kesiliyor,kdv leri tahsil ediliyor .ocak-şubat ayında fabrikalardan sevk edilen mallar,paketlemelerde pakeetlendikten sonra nasıl oluyorda yuılbaşından önce sevk edilmiş gösterilebiliyor ve bilançolara yansıyor.
Önceki ve Sonraki Yazılar