Rize  eski Milletvekili  Ali Bayramoğlu Kurucu üyesi olduğu ve kuruluştan günümüze kadar görev yaptığı Ulusal Çay Konseyi başkanlığı ve üyeliğinden yaptığı bir açıklama sonucu istifasını ve dolayısı ile ayılmasını kamu oyuna açıklamıştır.

Açıklamasında neden ayrıldığını kamu oyuna açıklarken çok önem verdiği ve Çay sanayi için ,özellikle üretici  bakımından çok önemeli olan Çay kanunu konusunda yaptığı çalışmalarda karşılaştığı güçlüklere ve o güçlükleri çıkaran,organize eden kişi ve kurumlara sitem dolu bir açıklama yaptı.

Açıklamanın muhatapları olan kuruluşlardan , sivil toplum örgütü ve kanuni kuruluşların yöneticilerinden tık ses yok.Sus pus oturuyorlar.

Ancak internet gazetelerinin haber sayfalarındaki A. Bayramoğlu haberleri altında ver yansın

İpe sapa gelmeyen iddialarla kötülemeler yer almaktadır.

Yazılan alt yazılarda açık isim kullanmadan rumuzlarla yazılan yazılar eleştiri boyutunu aşmaktadır.Eleştirileri yapanların ise Ulusal Çay Konseyi ne iş yapar,işlevi nedir,neyi yapması gerekirdi de yapamadı hakkında bilgi ve görüş yok.

Yazılı basın açıklamasında konsey olarak zaman ve emek vererek , 800 kişiden veya sivil toplum örgütünden,konu ile ilgili ve sorumlu yasal kurum ve kuruluşlardan yazılı ve sözlü bilgi alarak yaptıkları Çay kanunu taslağı çalışmasından sonuç alamamasının sebeplerini ortaya koymaktadır.Bunu yaparken engelleyenleri de kamu oyunda tartışmaya davet etmektedir.

Ali Bayramoğlu benim gözlemlerim ve bilgilerime göre 1983 den 2011 e kadar Rizeden Rizelilerin oyları ile seçilen Millet vekillerinden Rizenin sorunları için en çok çalışan,en fazla proje ve fikir üreten ve Hükümete,gerektiğinde Başbakana götüren ve sonuç almaya çalışan millet vekildir.

3092 sayılı kanunla 1984 de (Rize millet vekili 4 Rizeli vardı) üreticinin  çay fiyatını belirlenmesindeki,çay yaprağını satma garantisi ve bedellerinin ödeme garantisi yok edilerek ,üretici sahipsiz hale getirildi.1983 den beri bakan ve başbakanları Rize Millet vekili olarak seçtik.Çay üreticisi bu kanunu çıkaranları bağrına bastı ve alkışladı.Çünkü bu kanunu çıkarma ile övünenler destek verdikleri bir ,iki firmayı da öne çıkararak üreticiye iyi günler vaat etmişlerdi. fakat 1991 sonun gelince bu iki lider firma sayesinde üretici çaykurdan 1 yılda , bu iki firmadan da 3-4 yılda para almaya çalışmaktaydı.

1992 -1997 arasında her kuruluş açıklanan fiyata bağlı kalarak çay parsı öderken 1998 den itibaren tekrar bozulan düzen sayesinde farklı fiyat uygulamasına geçilirken  yine Rize millet vekilleri seyirci kalmaktan öte gidememişlerdir.

Günümüze kadar gelen farklı fiyatlar sebebi ile eleştiri yapan üreticiler dahil özel sektöre çaykrun açıkladığı fiyatın yüzde itibari ile %30-%40-%50-%60-%70 i değerinde fiyatlarla çay yaprağı sattılar.Çaykurun yanlış politikaları sebebi ile oluşan bu sonuçlara itiraz eden ,kendş hükümetinin genel müdürü ile bu politikalarından dolayı karşı karşıya gelen tek Millet vekili Bayramoğlu olduğunu görmemezliğe gelmek doğru değildir.

AKP hükümetinin kuruluşu ile  hükümet tarafından Çaykura sağlanan finans olanaklarının bayiler ve şirketlerine aktarılan nitelikli pazarlama sistemine tek karşı çıkan Millet vekili olmuştur.

Konsey be Borsanın hazırladığı çay kanunu taslağına karşı çıkanlar Çaykurun hazırladığı ve geçen denem bakanlıkça iade edilen kanun taslağını neden görmemezlikten gelirler.O taslağa göre Çay düzenleme kurulu yeni organizasyonu Ankaraya taşınıyor ,Çaykurun işlevi son buluyordu.  Fiyat konusunda bir garanti yok ,ödemeler konusunda üreticiden alınacak fon kesintileri ile parpasını ödemeyen özel sektörün parasının ödenmesi çaresini getirirken elini üreticinin cebine atıyordu.

Rize ki odalar,sivil toplum örgütleri ve işi takip eden üreticiler ,siyasetçiler hiç sesini çıkarmadı.Ancak bu kanun taslağının Ankaradan geri çevrilişi  ve Bayramoğlunun Başkanlığında konsey ve Borsa iş birliği ile hazırlanan taslak şimşekleri çekmeye başlatıldı.Çalışma aleyhine konuşanların hiç biri tartışmaya katılmadı ,önerilerini  sunamadı.Sadece bu çalışma kötüdür.Dendi.

Çalışma durduruldu.Üzerinden iki kampanya geçti .Özellikle bu yıl mayıs kampanyası tam bir çöküş oldu.Üretici 60 000 000 TL kadar bir parayı özel sektöre kaptırdı.

İşte bu 60 000 000 milyon TL lık üretici zararının sorumlusu o gün kanun taslağına muhalefet eden Çaykur yöneticileri,oda başkanları dır.

Eğer kanun çıksaydı açıklanan fiyatın altına kimse çay alamayacaktı,ödemeler yılı içinde garanti altına alınırken, kuru çay satışları da kurul ve borsa denetimine alınırken kaçakçılıkla da yasal mücadele sonuç alınacaktı.

Burada Ali Bayram oğluna gelen eleştiriler eğer çay kanunu taslağındaki çalışmalarından dolayı ise gerçek bu.O halde bu eleştiri yapanların  bu yıl  neden dut yemiş bülbüller gibi susmaktadırlar. 60-70 kuruşa çay satılmasına hangi kabiliyetsiz ve bilgisizler sebep oldu ve buna kimler ses çıkarmıyorsa eleştirilerdeki bu tutarsızlığın sebebi nedir?

Ali Bayramoğlunun 19 kurucu ortaktan biri olduğu filiz çay bu yıl çaykur fiyatından 700 ton yaprak almış.Yıllardır üreticinin üzerinde düşük fiyat maniplasyonu ile çay yaprağı almamış.

Bayramoğlu ve Borsa  işbirliğinde Çay yapraklarında kateşin lerin elde edilmesi projesi yürütülmektedir.Bu eleştirileri yapanların bu ürünlerin üretimine neden sıcak bakmadığını hiç merak eden varmıdır? Kateşin üretimi ile 4 cü sürgün dönemi yaprakları satın alınacak proje ve yatırımın realize eilmeye başlandığını kaç kişi bilmektedir.

Bana göre A.Bayramoğlu çay işine muhtaç değildir ve Ticari hayatının %1 kadar olamaz.Ancak Rizeli olması,Bir Dönem Rize Milletvekili olmasından sorumluluk hissetmesinden dolayı elde etmiş olduğu ticari ve sanayi birikimleri ile çay sektörüne hizmet etmeye çalışmıştır.

Peki eleştirenlerin ,engelleyenlerin Rize ye ,Rize ekonomisine ve çay sektörüne ne katkıları olmuştur.1983 den 2011 e kadar görev yapan millet vekillerinin ne katksı olmuştur.

İŞ yapmak isteyen,düşünen,çalışmak isteyen insanları çapsız ,bilgisiz,tecrübesiz ve sorumsuz insanların söylemlerinin tesiri altında kalarak eleştirmenin ne eleştirenlere ,nede Rize ve çay sektörüne bir faydası olacaktır.